Elli Dokuzuncu Bölüm

83.3K 7.2K 1.9K
                                    

Selamlar

Selamlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Savaş'ın Anlatımından…

Göğsümün üzerine aklımı başımdan alan güzelliğiyle yavru bir kedi gibi uysalca kıvrılmış, içime huzur veren o dinlendirici sesiyle tatlı tatlı konuşuyordu. Kadifemsi ses tonu kulaklarıma ulaştıkça mayıştığımı hissediyordum. İşaret parmağının hayali daireler çizdiği göğsüm haricinde gayet iyiydim. 

Yanağını arada göğsüme sürtüp sırnaşıyor, dudak kıvrımlarını süsleyen güzel gülümsemesiyle beni sınıyordu. Asu tarafından sınanmak alışkanlık haline gelmişti. Hoşuna giden ne varsa zerre acımadan üzerimde uyguluyordu. 

Sevgi paylaşımı saatindeydik. Onunlayken susmak bile yetiyordu. Yeter ki Asu olsundu yanımda. Başka kimseye ihtiyacım olmuyordu. Onunla olduğum her an sınırsız huzur buluyordum. 

Ne var ki bu huzur verici an dakikalar içerisinde kesintiye uğradı. Siyah kaşları çatılıp sol avuç içini gövdeme bastırarak oradan aldığı destekle başını göğsümden kaldırdı. Yüz hatlarındaki gerginliğe anlam veremesemde biraz önceki dalgın duruşumdan kolaylıkla sıyrılmış ve tüm dikkatimi ona vermiştim. 

Elbisenin rengindeki rujla boyalı olan dolgun dudakları aralandı. "Sen beni dinlemiyorsun ki! Boşuna mı nefesimi tüketiyorum ben?" 

Sitem içeren uyarısıyla saten kumaşın altındaki incecik belini saran elimi güzel yüzüne çıkardım ve parmaklarımın sırtıyla içerinin ısısı yüzünden sımsıcak olan yanağını okşadım ağır ağır. Yumuşacık olan teni pespembe olmuştu. Dişlerimi sıktım manzaramın güzelliğiyle. Bu gecenin her anında beni büyülemişti.

Kaç gündür evlilik teklifi edeceğimden dolayı son derece gergindim ve aldığım olumlu yanıt sonrasında büyük bir rahatlama yaşamıştım. Kendimi kasmaktan her yanım tutulmuş gibi ağrıyordu. Olumsuz bir karşılık almaktan tedirgindim ancak öyle olmamıştı. Tek kelimelik bir onay cümlesi yetmişti rahat bir nefes almama. 

Sonunda bizim de bir yuvamız olacaktı. Asu hayatımın en önemli parçasıydı ve şimdi eşim diyebilecektim ona. Bu hissi tatmak için sabırsızlanıyordum. 

Baş parmağımı çene kemiği boyunca gezdirdim narin teninde. "Dinliyorum yavrum," dedim kısılı gözlerinin içine ilgiyle bakarak. Kirpiklerinin arasındaki attığı sinirli ancak bana son derece etkileyici gelen bakışlar dizlerimi titretmeye yetecek boyuttaydı.

Küçük burnunu havaya dikti. Dişlerimi kamaştırdı bu yaptığı küçük hareketle. "Öyle mi? Ne dedim en son?" meydan okur bir ifadeyle sorduğu soru yüzümdeki ciddi ifadenin silinip yerini tasasız bir gülümsenin almasına sebep oldu. Onun sinirini daha da alevlendireceğini bile bile konuşmasıyla alakasız bir şey söyledim.

"Seni her akşam evimizin kapısında karşılayacağım, diyordun sanki. Gün boyunca mesainin verdiği yorgunluğumu almak için de güzel bir masaj yapacakmışsın. Yanlış mıyım?"

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin