Elli Sekizinci Bölüm

80.6K 6.7K 1.3K
                                    

Merhaba nasılsınız?

Okuduğunuz saat ve tarihi not eder misiniz?

Okuduğunuz saat ve tarihi not eder misiniz?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*

Kahverengi ve yeşilin eşsiz güzelliğiyle parlayan ela gözbebekleri gözlerimin en derinlerine mıhlanmıştı. Öyle güzel bakıyordu ki bana. Değerli bir şeye bakarmış gibiydi. Onun en değerlisiymişim gibi… Ferah soluğu küçük bir açıyla aralanmış olan dudaklarının arasından sıyrılarak dudaklarıma ve çeneme dağılırken aklımın dağılmaması için kendimi zor tutuyordum. Aralanan dudaklarımdan damağına dağılması cabasıydı. Kuruyan boğazım yutkunmamı güçleştiriyordu. Siyah gömleğin ütülü yakalarından tutup dudaklarımı dudaklarıyla buluşturmamak için büyük bir direnç gösteriyordum. Bacağımla temas hâlindeki eli ise… Onun hakkında konuşmak bile istemiyorum. Şu an ciddi manada sabrımın kıyılarında dolanıyordu.

Dudaklarıma kasten üflediğine emin olduğum sıcak nefesinin arkasından erkeksi ses tonuyla konuştu. "Belki de bitmesini istemeyeceğimiz bir gece olur." 

Savaş, gerçekten kalbimle aklım arasında bir savaşa sokuyorsun beni ve ben sevgilim daima sana mağlup oluyorum.

Akıntıya kapılmış ve yaprak misali onun avuçlarına doğru sürüklendiğimi hissediyordum. Ağzından çıkan etkileyici kelimelerle göğsümü döven kalbim olabilirmiş gibi biraz daha hızlanmıştı. Kaburga kemiklerim kırılacaktı sanki bu şiddetli dövünüşlerin etkisiyle. 

Başımı sağ omzuma meyillendirip yanağına uzandım kendime gelebildiğimde. Dudaklarım sakalların çevrelediği yüzüne değdi yumuşak bir temasla. Tertemiz kokusu ciğerlerimi şenlendirdi. İçime çektiğim nefese daima onun kokusu karışsa, hep bir adımlık bir uzaklığımız olsa olmaz mıydı?

Küçük bir öpücük bıraktım uzak durmakta epey zorluk çektiğim tenine. Derin bir nefes alarak dudaklarımı yüzünden çektiğimde, "Seninleyken hiçbir gecem bitmesin istiyorum sevgilim." dedikten hemen sonra yüzlerimiz arasında yeniden belli belirsiz bir mesafe oluşturdum. Cesaretimin uçlarında gezindiğimi hissediyordum son günlerde. Ona karşı daha açık olmak istiyordum. Aşkımı doyasıya yaşamak ve bunu ona da yaşatmak istiyordum.

Dudaklarında etkileyici bir gülümseme oluşmuştu konuşmamın akabinde. Soluk renkli dudak etlerinin arasından görünen bembeyaz dişleriyle öyle kusursuzdu ki gülümseyişi. Küçücük bir tebessümle kalbim bir yıldız gibi avuçlarına kayıveriyordu. Yörüngemi şaşırıyordum. 

Göğsünü kabartan bir soluk aldı. "Sen üşümeden inelim," dediğinde bakışları kısa bir an oturuşumun etkisiyle yakaları geriye kıvrılan kabandan dolayı görünen bacaklarıma kaymıştı. "Elbiseyle üşüyeceksin." 

Arabanın içi de soğumaya başlamıştı. Üşüyen bacaklarımı birbirine bastırmış, kabanıma iyice sokulmuştum. Henüz küçücük bir kısmını gördüğü elbisenin tamamını gördüğünde vereceği tepkiyi doyasıya izlemek istiyordum. 

155 POLİSİYEWhere stories live. Discover now