Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Asu," telefonu yasladığım sağ kulağıma ilişen özlediğim sesiyle her an bir aksilikle karşı karşıya kalacağım endişesi taşıyan kalbime tatlı bir ilkbahar meltemi usul usul esti. "Biz şimdi evden çıkıyoruz. Gelirken almamı istediğin, eksik herhangi bir şey var mı?"
Ruj olduğunu unuttuğum dudağımı yanlışlıkla dişimle sıyırdığımda Füsun ve Fidan aynı anda, "Asu rujunu bozma!" diye çıkıştılar. Suçluluk içerisinde dudağımı serbest bıraktığımda kızların ters bakışlarına maruz kalmıştım.
Benden bir cevap bekleyen Savaş'ı hatırlayarak, "Hayır. Hiçbir eksiğimiz yok. Sizi bekliyoruz." diyerek konuştum.
"Güzel," dedi memnuniyet sezdiğim tok sesiyle. "On dakikaya sizdeyiz."
"Görüşürüz Savaş." Telefonu kapatarak makyaj masamın üstüne bıraktığımda elindeki rujla bana yaklaşan Fidan'a verdim dikkatimi. "Uslu dur demedik mi biz sana? Enişte bozar diyordum-" elinin üstünü tokatlamamla yüzündeki sırıtış genişledi. "Terbiyesizleşme ya, çocuk var yanımızda."
Sezen hayretler içinde kalarak, "Ben miyim buradaki çocuk?" diyerek elleriyle kendini işaret etti. Füsun, "Yok ben oluyorum," diyerek kardeşime sataştı. "Tabi ki sen oluyorsun cadı."
Fidan ve Füsun bu akşam beni yalnız bırakmayarak sabahtan beri benimle birliktelerdi. Birlikte kuaföre gitmiş, evdeki hazırlıkları yapmıştık.
Sezen ergenliğin zirvesinde çıkan o cırtlak sesiyle, "Füsun abla cidden mi ya! On yedi yaşındayım ben, on yedi." diye kendini savunmaya geçti.
"Heyecandan bayılsam çok abartmış olur muyum?"
Fidan, "İsteme de böyleysen, nikâhta neler olur hayal etmek istemiyorum." diyerek beni yeni bir korkuya sürükledi.
"Bayılmayacaksın Asu," dedi Füsun gözlerini büyüterek. "Sen de biraz destek olmaya ne dersin Fidancığım."
Fidan, "Tamam ya, birazcık takılmak istemiştim," deyip sevimli olduğunu düşündüğü gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. "Kızım kaç aydır sevgilisiniz. Ailesini de iyisiyle kötüsüyle tanıyorsun. Bu akşam her şey olması gerektiği gibi olacak, dert etme."
Yatak odasında ayağımdaki ince topuklu ayakkabılarla bir o yana bir bu yana volta atıyor, gözlerim yarım dakika da bir duvardaki saati buluyordu. Nerede kalmışlardı?
Füsun kolundaki saate bakıp "Gelmek üzeredirler, elbiseni son kez kontrol et içeriye geçelim." dediğinde onu onayladım.
"Biz mutfağa gidip hazırlıklar ne alemde bir bakalım," diyen Fidan'la birlikte Füsun odadan çıktığında Sezen yanımda kalmıştı.
