On Yedinci Bölüm

156K 9.7K 3.7K
                                    

Merhaba,

Nasılsınız bakalım çiçeklerim?

Oy verelim mi önce?

Keyifli okumalar diliyorum. Satır arasındaki yorumlarınızı okuyup biraz keyiflenmek istiyorum. Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. 💙

💫

Çikolatalı pastayı dilimleyip tabaklara aldım. Baş parmağıma bulaşan çikolata sosunu dudaklarımla temizlerken, "Çayları alıyorum," Savaş'ın kolu çıplak omzuma sürtündüğünde hemen dibimdeki bedenine çevirdim bakışlarımı. En son balkondaydı, ne zaman gelmişti yanıma?

Ben alık alık ona bakarken ela göz bebekleri gözlerimden inip dudaklarımın arasında duran parmağıma kaydığında elimi hızla ağzımdan çektim. Çocuk gibi parmağımdaki çikolatayı yalıyordum. Dahası bunu Savaş görmüştü. Utanç verici bir andı! Ah cidden çocuk gibiyim. Rezil oldum adama.

Yanaklarıma hızla sirayet eden kırmızı kan hücreleri ve kalbimin güm güm çarpması beni zor durumda bırakıyordu.

Boğazımı gergince temizlediğimde gözlerini üzerimden ayırdı. Yan profilinden onu incelerken adem elmasının senkronize bir biçimde hareket ettiğini gördüm. Onun yutkunuşu beni de yutkundurdu.

Ensemden içeriye süzülen ılık esintiyle tüm bedenimi sıcak bastı. Ne oluyoruz yahu!

"Alabilirsin," deyip çay bardaklarının içinde olduğu tepsiyi işaret ettim. Gözlerimle kollarını takip ettiğimde dirseklerinden bileklerine inen yeşil damarları gördüm. Uzun ve kemikli parmaklarıyla tepsiyi kavradığında önüme dönüp kendime kızdım. Resmen röntgenliyordum adamı.

Savaş balkona çıktığında elime aldığım pasta tabaklarıyla peşinden ilerledim. Pastanın yanına yaptığım tuzlu ve susamlı simit kurabiyelerden koymuştum.

Balkona esen rüzgârla biraz önce hararetlenmiş olan bedenim rahatladı. Kendi ahmaklığımın sonucuydu bu.

Karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum. Biraz önceki rezilliğim gözlerimin önünden gitmezken Savaş'ın tok sesiyle düşüncelerden sıyrıldım. "Aynı semtte oturuyormuşuz ama ben seni hiç görmedim,"

"Babamla da tanışıyorsunuz galiba,"

Çayından bir yudum içip bardağı masaya bıraktı. "Evet. Genellikle cuma ya da bayram namazlarında karşılaşıyoruz. Babamla da muhabbetleri var,"

Çikolatalı pastadan catalıma minik bir parça aldım. Dudaklarıma ya da ağzımın kenarlarına bulaştırmamaya gayret ederek yedim. Çikolatayı ne kadar çok sevsem de birinin yanında yerken hep çekiniyordum. Genellikle tüm yemeklerde öyleydim aslında. Sanki bir yerime bulaştırır ve bunu fark etmezsem diyeydi çekincem.

Damağıma yayılan muhteşem tatla neredeyse gözlerimi kapatacaktım. Muazzam bir pastaydı. Savaş'ın bakışları yoldayken bir çatal daha yedim.

"Pek sosyal biri değilim ben. Küçükken de sokağa inmezdim. Yaşıtlarım parkta oyun oynarken ben genellikle evdeydim,"

Kaşları kavislenip bakışlarında merak perçinlendi. "Neden?"

Dirseğimi masaya yaslayarak yanağımı avcuma aldım. "Sezen'e bakardım. Annem gün toplantılarında olurdu," dedim histerikçe gülerken. "Akşam babam işten gelince beni gezdirirdi. Tabii annem ona da karışırdı ama yine de babam ne olursa olsun ona kulak asmazdı,"

Çenesindeki sakalları sıvazlarken gözleri yola dalmışken, "Neden bu kadar baskı uyguluyor sana?" diye sordu.

"Bunu ben de hep sorguladım. Sanırım ailesi onu böyle yetiştirmiş,"

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin