Otuz Birinci Bölüm

176K 9.6K 4.6K
                                    

Merhaba,

Nasılsınız? Ben hastayım, çok çabuk yoruluyorum bitirdiğim gibi yayımladım bölümü 🥺

Oy vermeyi unutmayın. Satır aralarındaki yorumlarınızı okumayı özledim ❤

 Satır aralarındaki yorumlarınızı okumayı özledim ❤

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


♠️

Yazar Anlatımı...

Savaş duştan çıkarak beline doladığı siyah havluyla yatak odasına ilerledi. Asu'yla buluşacaklardı. Bir restorandan yer ayırtmıştı. Bu akşam ilişkilerinin gidişatını belirleyecek bir adım atacaklardı.

Elindeki havluyla ıslak saçlarını kurularken çalan telefonunu konsolun üstünden alarak yanıtladı. "Söyle Fatih,"

Fatih üçüncü aramasında cevap aldığından bir miktar sinirliydi ve bu sesine yansıdı. "Evde değil misin sen? Ulaşamıyorum sana. Üç defa aradım be kardeşim,"

Savaş'ın hareketleri durakladı. "Duştaydım, ne oldu?" dedi düz bir sesle.

"Seni bıçaklayan it ve arkadaşları yakalanmış. Şimdi şubeye getirecekler, sen de gel diyecektim. Güzelce ifadelerini alalım," dedi son cümlesindeki imayla.

Savaş saçlarını kuruladığı havluyu yatağın üzerine gelişigüzel fırlatıp ıslaklığını aldırmış olduğu saçlarını eliyle dağıttı. "Siz ilgilenin. Benim işim var bu akşam, gelemem."

Fatih görev dönüşünün verdiği keyifle çay içerken Savaş'ın emrivakisiyle yüzünü buruşturdu, "Ne işin var lan?" diye sordu.

Savaş gardıroptan aldığı askılardaki gömlek ve takım elbiseyi yatağın üzerine bıraktı.

"Asu'yla yemeğe çıkacağız,"

Fatih'in çatılan kaşları gevşedi. "Senin manita yaptığını unutuyorum lan. Ben de diyorum bunun ne işi olacak gece gece. Hayırdır evlilik teklifi falan mı edeceksin?"

Savaş sakallarını kaşıdı. "Evet kardeşim, evlilik teklifi edeceğim," dedi alayla. "Ulan kızla ilişkiye başlamadık daha. Ne evlenmesi?"

Fatih sinsice güldü. "Oğlum sen bu kıza ilk görüşte tutulmadın mı? Ne bileyim aradan baya zaman geçti. Sen hızlı adamsın. Yarın düğün davetiyenizi getirsen, şaşırmam yani,"

Savaş ağır adımlarla ilerleyip pencerenin önündeki berjere oturdu. "Alem adamsın Fatih. Ben tutuldum tutulmasına da, Asu'nun hisleri net değil. Çok narin bir kız, oğlum. Çoğu zaman ona karşı kendimi frenlemek zorunda kalıyorum,"

"Hangisi narin değil ki?" dedi Fatih sıkkınca. "Dün benimkiyle tanışma yıl dönümümüzdü. Görev çıkınca eve geç gitmek zorunda kaldım. Tartıştık, konuşmuyor şimdi."

Uzun parmaklarıyla ensesini sıkarken, "Söyleseydin senin yerine ben çıkardım devriyeye," dedi.

"Ankara'dan yeni geldin. Ailenle vakit geçiriyorsun diye söylemedim sana,"

155 POLİSİYEWhere stories live. Discover now