Kırk Sekizinci Bölüm

66.5K 7.4K 2.1K
                                    

Selamlar, hızlıca geldik ^^

Önceki bölüm gelen yorumları görünce hemen bölümü tamamladım. Keyifle okuyun

Bölüm Şarkıları:
Emre Aydın-Beni Vurup Yerde Bırakma
Emre Aydın - Kırlangıç
Çağan Şengül - Bir Avuç Yalan

Bölüm Şarkıları: Emre Aydın-Beni Vurup Yerde BırakmaEmre Aydın - Kırlangıç Çağan Şengül - Bir Avuç Yalan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Yazar Anlatımı... (Saatler Önce)

Büyük bir sarsıntı.

"Ne oluyor lan?"

Gecenin sessizliğini bölen kargaşayla, üç günlük görevin verdiği yorgunlukla kapanmış olan gözler korkuyla açılmıştı. 

İçinde bulundukları otobüs hız sınırını aşmış, süratle yolda ilerliyordu. Bulanık zihinlere düşen tek duygu ölümdü.

"Frenler mi tutmuyor?" dedi polislerden biri.

Başka biri, "Şoför uyumuş lan!" diye bağırdı. 

Direksiyon hakimiyetini sağlamak için ön koltuklarda oturan polislerden biri hızla öne atıldı. 

Koltuklar adeta yerlerinden sökülürcesine sallanıyor, otobüs frenleri boşalmışcasına yolda sağa sola yalpalıyordu. Lastikler asfaltta yağın üzerinde kayar gibi kayarken uykudan sıyrılan bedenler öne doğru savruldu. 

Şoför koltuğunda uyuklayan adamı sarstılar. "Abi! Uyan abi!" Şoförü uyandırmak için yükselen sesler aracı inletiyordu. Direksiyon simidine doğru düşmüş olan iri bedeni geriye çekerken, "Hay sikeyim! Adam uyanmıyor lan!" diye bağırdı sinirle.

Bağırışlar boşlukta eriyip giderken şoför zar zor gözlerini açsa da her şey için çok geçti. Sağ şeride doğru yalpalayan otobüs arkadan gelmekte olan tırla çarpışmıştı. Kopan gürültünün akabinde kulakları sağır edecek cinsten çıkan acı çınlama sesi yükselmişti. Sonra derin bir sessizlik çöktü.

Araçtan yükselen gri dumanlar gökyüzüne ulaşırken uzaklardan gelen siren seslerine karışan tek şey yaralı polislerin acı dolu bağırışlarıydı.

*

On iki saat boyunca hastanede gözetim altında tutulan Savaş perişan bir hâlde evine dönmüştü. Durumu iyi olan polisler taburcu olur olmaz uçağa bindirilip memleketlerine gönderilmişlerdi.

Havalimanında ailesi karşılamıştı onu. Kazada en çok hasar alanlardan biri olmuştu. Sağ kolu çatlamış, dört el parmağı çıkmıştı. Sol kaşından elmacık kemiğine kadar olan kısım mosmordu. Kaşındaki derin yarığa dikiş atılmıştı. Başı koltuk ve cam arasına sıkışmış, uzun uğraşlar sonucu sıkıştığı yerden çıkarılabilmişti. 

Alçılı kolundaki ve sargıyla sarılmış olan başındaki ağrının şiddetinden ayakta zor duruyordu. Ağrı kesicilerin etkisi geçince çarpmanın etkisiyle çürükler oluşan vücudundaki tüm ağrılar hissedilir olmaya başlamıştı. 

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin