Dört

4.6K 448 227
                                    

Bölüm şarkısı: Mor ve ötesi - Deli

.

.

.

Ayrı yollarda yürürken

Şimdi aynı yerde buluştuk 

.

"Merhaba... Deniz Karatay ile mi görüşüyorum?"

"Evet, buyurun benim." Deniz'in sesinden ne kadar kötü bir halde olduğu anlaşılıyordu. Hiçbir zaman Kaplan'ı ezip geçen biri olmadığı için onun istemediği hiçbir şey yapmamaya çalışıyordu. Şimdi Kartal'ın yanında olması gerekirken eve tıkalı kalmış durumdaydı.

"Ben Devrim, Kartal'ın arkadaşıyım."

Ne kadar sevgilisiyim demek istese de kendini tutmuştu. Stresten koparıp durduğu dudağını ısırıp derin bir nefes aldı. Kartal'ın annesini net tanımıyordu ve sevgili olduklarını söylemek için çok yanlış zamandı. Bu yüzden sessizce arkadaşıyım demeyi tercih etti Devrim.

Kartal uyandığı zaman yanında annesini görmezse çok üzülecekti çünkü kendisini onun yerine koyduğu zaman bu durumda yanında ilk ailesini isterdi. Bunu bildiği için babası sayesinde Deniz'in telefonuna ulaşıp onu aramıştı. Çınar'dan da Kaplan'ı alıp götürdüğünü ve buraya gelmesinin çok zor olduğunu öğrendiği için çok rahattı. Deniz'e Kartal'ın kaldığı hastanenin adını söyleyip Kaplan'ın olmadığını belirmişti. Deniz bir süre sessiz kaldıktan sonra ağlayarak Devrim'e teşekkür ettiğinde Devrim bir anda kendini koyu verecek gibi olup hızlıca toparlandı. En yakın zamanda Kaplan'ı ağlatacak bir şeyler yapmalıydı.

Devrim telefonu kapatıp hemen karşısında oturan çifte baktı. Erdem Bey, bir elini Kenan Bey'in bacağına koymuş birbirlerine bakarak konuşuyorlardı. Devrim onların iş konuları ile asla ilgilenmediği için ne konu hakkında konuştuklarına anlam yükleyemedi. Kenan Bey ve Yuliya bu hafta içinde boşanacaklardı. Herkes bu gerçeği kabul etmiş olsa da Erdem Bey bu durumdan hala tedirginlik yaşıyordu. Ne kadar aralarındaki duvarları yıkıp birbirlerine ulaşacakları için mutlu olsa da hala içinde halledemediği konular vardı.

Kenan Bey, Devrim'e doğru dönüp konuştu. "Gelecek miymiş?" Üzerinde ki siyah tişört bedenine çok net oturuyordu, yapılı bedeni kendini ele veriyordu. Hemen dibinde oturan Erdem Bey ise her zaman ki gibi takım elbise giymişti. Her an toplantıya katılabilir bir hali vardı.

"Evet, geleceğini söyledi." Devrim elindeki telefonu masaya bırakıp ellerini yanaklarına yerleştirip ofladı. Sarı saçları birbirine dolaşmış o Yakar imajı yok olmuş bir haldeydi. Kartal'ın iyi olduğunu görmediği sürece o imaja geri dönemeyecekti. Mavi gözlerini etrafta gezdirdi. Herkesten gizli köşelerde ağlamıştı bu yüzden gözleri kızarmıştı. Çınar ve diğerleri olmadığı için birine koala gibi yapışıp üzgünlüğünü belli edememişti.

"Abisi neden istemiyor annesini?"

"Mal çünkü." Devrim, Erdem Bey'in sorusuna en makul olan cevabı verdiği için kendi kendine sırıttı. Cidden maldı o adam! Ardından onlara açıklamada bulundu çünkü babasının bakışları hiçte iyi değildi. Onlara açıklamada bulunurken aklından çok fazla şey geçiyordu. Cümle kurarken kelimeleri tam olarak seçemiyor, seçtiklerini de uygun yere konumlandıramıyordu. "Bende bilmiyorum. Kartal ile annesi hakkında hiç konuşmadım. Çınar bir şeyler biliyor ama söylemedi bana. Bir arada hiç annemi görmedim filan dedi ama bilmiyorum yani. Karışık durumlar ve benim sevgilim olmasına rağmen benim bilmediğim her boku Çınar biliyor."

LADİN - BXBWhere stories live. Discover now