Kırk dört

4.9K 319 653
                                    

Bölüm şarkısı: Unknown Brain, Jex, Rival - Control 

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Sonra çekildim bir kenara

Seyrettim bütün olan biteni.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Duygularını kaybetmek kendini diri diri öldürmekten başka bir şey değildi. Neden ailesinin kendisinden bunu yapmasını istediğini anlamamış olsa da yapmaktan vazgeçmedi. Elindeki bıçağı parmaklarında dolaştırdı. Bıçaklardan asla korkmazdı. Parmaklarında çevirirken adımlarını yavaş yavaş hızlandırdı ve tam olarak ondan istenileni yaparak ondan korku ile kaçan adamın karnına bastırdı bıçağı. Bıçağın adamın tenini delip geçerken ki sesi kulaklarını doldurduğunda bir anda ortam değişti ve Çınar Ladin kendini bir kafesin içinde buldu. Ellerinde kanlar, yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Üzerindeki takım elbise kana bulanmıştı. Bir anda nefesini tuttu. Bunu kendi isteği ile yapmıyordu. Buna onu başka biri yaptırıyordu. Nefessiz kaldığını hissederek kanlı ellerini boğazına götürdü ama yine de nefes alamadı. Gözlerini sıkıca kapattığında yerin ayaklarının altından kaydığını hissederek ağzını açabildiği kaçar açıp bağırmaya çalıştı ama sesi duyulmuyordu. Hapsolmuştu. Gözlerini açtığı anda kaçmaya başladı. Neyden kaçtığını bilmiyordu. Nereye gittiğini bilmiyordu. Sadece koşmaya devam etti. Üzerindeki takım elbise mahvolmuştu. Ailesi bu halini gördüğünde ona çok kızacaktı. Ya en başta yaşadığı... O bıçağı kime saplamıştı. Neden bir kafesin içine girmişti şimdide koşuyordu. Koşmanın verdiği o dağılma hali yüzünden saçları alnına yapmıştı. Dişlerini sıkıyordu. Neyden kaçtığını bilmeyerek koşmaya devam etti ama yolun sonu uçurumdu. Yine de tereddüt etmeden aşağıya atladı. Denizin içine düşmesine saniyeler kala deniz yok oldu. Denizine çarpmanın verdiği o yakıcı hissi hissetmek istese de denize düşmemişti. Kendini bir ormanın içinde buldu. Çırılçıplak bir halde etrafına bakarken ellerini kafasının iki yanına koydu. Uyanmak istiyordu artık. Ellerini yumruk yaparak dizlerinin üzerine düştü. Bu bir lanetti. Aldığı her can için yaşadığı o acıydı. Ne kadar kendi istediği ile yapmamış olsa da yapmıştı. O bir katildi. O Ladinlerin en kötüsüydü. Çınar yüreğindeki baskı yüzünden ağlamaya başladı. İçinden tekrarladı, istemeyerek yaptım beni affedin. Gözlerinden yaşlar akarken çırılçıplak bir halde dizlerinin üzerine düştü. Hırıltılı bir nefes alıp verirken ağlaması dinmiyordu. Bu acının hiçbir tarifi yoktu.

Onun içinde asla kapanmaya bir yara vardı. O yara o kadar büyümüştü ki, Çınar'ı ele geçirmişti. Üstü başı yara bere içindeyken ağlamaktan çekinmedi. Bu ormanı o yaratmıştı. Bu kötülüğü o yaramıştı. O kötülüğün bir gün onu ele geçirmemesi için çok çabalamıştı. Ladin olmak için verdiği savaş yüzünden kendini kaybetmişti. Kendini kaybettiği an hep bu ormanda buluyordu kendini. Ağlaması dinmedi titreyen dudaklarını araladı. Çaresizdi. Bu his çok berbat hissettiriyordu. Çınar aralanan dudaklarından bir kelime dahi söyleyemedi. Dudakları aralı, gözleri yaşlı, saçı dağınık, yardım dilenen Çınar Ladin bir anda tırnaklarını kendine bastırdı. Bu bedenden nefret ediyordu tamda bu sebepten aynaya bakmazdı. Aynalardan nefret ederdi. Asla kendisi ile barışık bir insan değildi. Bedeninin içine sakladığı ruhunu bile sevmedi. Tırnaklarını öyle yerlere batırıyordu ki, kimse onun kendisine zarar verdiğini bilemezdi. Acı çekerken bile ailesinin ona öğrettiği kuralları düşünüyordu.

LADİN - BXBWhere stories live. Discover now