Yirmi bir

4K 382 417
                                    

Bölüm şarkısı: Finger Eleven - Paralyzer

.

.

.

.

Ama ilkbahar gelecek,

düşlerimizin ve düşüncelerimizin bütün karları eriyip yok olacaklar.

.

.

.





Kaplan evden çıktığı anda binanın karşısında duran arabanın içindeki adamların direkt olarak kendisine bakması ile bir süre olduğu yerde kaldı. Arabanın dışında duran takıp elbiseli adam ile kısa bir bakışma sürecine girdiğinde ilk adımı atan taraf takım elbiseli adam olmuştu. Adam Kaplan'a doğru gelirken Kaplan bu işin sebebinin Çınar olduğunu anlamıştı. Adam hemen karşısına geldiğinde üzerindeki takım elbisenin ceketinin düğmesini geçirdi. "Merhaba Kaplan bey, Çınar beyin isteği-"

Kaplan sinirle konuşarak adamın sözünü böldü "Çınar beyinizi sikeyim!"

Kendi kendine söylenir gibi konuşup adamı öylece bırakıp yürümeye başladığında takım elbiseli adam Kaplan'ı rahatsız etmemek için geri arabaya doğru ilerledi. Çınar bey sadece onlara uzaktan takip etmelerini ve her iki saatte bir ona durum bildirisi yapmalarını istemişti. 

Kaplan, Çınar'ın böyle bir bok yiyeceğini hiçbir şekilde düşünmemişti. Arkasını dönüp baktığında arabanın kendisini takip ettiğini görüp sinirle offladı. "Sikicem o herifi, sikicem!" Sinirle Mehmet'in çalıştığı büfeye doğru yürümeye başladı. İki elini de yumruk yapmıştı. İçinden hala Çınar'a güzel küfürler gönderiyordu. 

Üzerindeki siyah kot ceketin ceplerine ellerini yerleştirip büfenin içine girdiğinde derin bir nefes alıp verdi. Kasaya doğru yaklaşırken etrafta kimseyi görmemişti. Etrafa bakınmaya devam ederken içeriye Mehmet'in girmesi ile yüzünde hafif bir sırıtma oluştu. Mehmet üzerindeki kolsuz beyaz tişörtü omuzlarından tutup düzeltirken başını kaldırıp Kaplan'ı fark etti. "Ooo Karatay! Hoş geldin." Mehmet birkaç adımda Kaplan'a yaklaşıp birbirlerine sıkıca sarıldıklarında Kaplan arkadaki şarkıya eşlik etti. "Gönlünü gün edeni sevmez sevda, ister hep onu üzeni, her ona kucak açan olmaz fayda, bekler hep onu sileni." Birbirlerinden ayrıldıklarında Kaplan büfenin içindeki sandalyelerden birini almak için ilerledi. Mehmet kolunu onun belinden çekerken onu izliyordu.

Kaplan yakınır bir halde konuştu "Bana bir sigara ver şuradan Allah aşkına." Sandalyeyi çevirip oturduğunda Mehmet onun içtiği sigarayı almak için kasanın arkasına geçti. Kaplan sırtını geriye yaslayıp etrafa bir bakış attı. Çalan şarkıya hala eşlik ediyordu.

"Buyurun efendim." Mehmet onun içtiği sigarayı alıp ona doğru uzattığında. Kaplan iki yana sallanarak paketi alıp hızlıca paketi açmaya koyuldu. Kartal'ı gördüğü için keyfi yerine gelmişti. Mehmet iki elini masaya koyup Kaplan'ı bir süre izleyip hafif bir gülümseme ile başını iki yana salladı. Bu adam gün geçtikçe yaşlanmıyordu daha da kendine ait bir yüz hatları oluşuyordu. Mehmet cebindeki çakmayı çıkarıp parmaklarında dolaştırdı. Kaplan'ın çakmak taşıma konusunda çok unutkan biri olduğunu biliyordu. Lise zamanlarında her şeyi beraber yaparlardı. Sigaraya başlama süreçleri de beraber olmuştu.

Kaplan bir dal sigara alıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Mehmet ona doğru çakmayı yakıp uzattığında Kaplan dudaklarındaki sigara ile çakmağın alevine doğru eğilip sigarasın tutuşturdu. Kapağı açık paketi Mehmet'e uzattığında çalan şarkı değişmişti. Mehmet paketten bir sigara alıp kasanın arkasındaki sandalyeye oturdu. O da sigarasını yaktığında karşılıklı sigara içer hale gelmişlerdi.

LADİN - BXBWhere stories live. Discover now