On dokuz

4.1K 389 247
                                    

Bölüm şarkısı: Keti - Ver beni yalnızlığa
.

.

.

.

.


Çünkü sen her şeyinle bendesin

.

.

.

.

Sıkı antrenmandan sonra hepsinin pestili çıkmış bir şekilde soyunma odasına girdiler. Her zaman ki antrenmanlarının üzerine birkaç saat daha eklemişlerdi. Kartal’ın yerine başka oyuncular denedikleri içinde ekstra zamana ihtiyaçları oluştu.  Bu yüzdende salona girişlerinde hava aydınlıkken şimdi gece yarısı olmuştu. Çınar bir omzuna havlusunu asıp eline şampuanını alarak duş kabinlerinin olduğu tarafa ağır adımlar ile geçti. Bedeninin böyle yorgun olmasını seviyordu. Bedeni yorgunken aklıda yavaş çalışıyordu. Kabinlerden boş olanın kapısını açıp içeri girmek için bir adım attığında sırtından yediği darbe ile sendeleyip hızla arkasını döndü.

Eğer karşısında sarışın bir Devrim görmeseydi büyük ihtimalle gelişine bir tane vurup o kişiyi diğer tarafa götürürdü. Devrim’e ne var bakışları atarken Devrim’in yanından promosyon olarak gelen Atakan’ı fark etti. Atakan yüzünde bir sırıtma ile Çınar’a bakıyordu. Çınar ikisinden kurtuluş olmadığını bildiği için bedenini onlara doğru çevirdi. Bir elini kapının girişine yasladı. Büyük ihtimalle Atakan kendi söz geçiremediği için son çözüm olarak Devrim'i buldu. 

“Ne oldu başımın belaları?”

Devrim’de Çınar gibi bir elini kapının girişine koyup bir eli ile işaret parmağını havaya kaldırıp kısaca bir dakika dedi. Devrim’in bir dakika istemesinin ardından içeriye Can Polat ve Oğuzhan girdiğinde Çınar köşeye sıkışmış hissetti. İşte bu durumun ciddi olduğunu gösteriyordu. Çınar kabinden çıkmak için hareketlendiğinde Atakan onu bir omzundanp geriye doğru itti.

Kabinin hemen önüne Devrim, Oğuzhan, Can Polat ve Atakan şeklinde sıralanıp Çınar’ı içeri hapsettiklerinde Çınar derin bir nefes aldı. Acaba hangi konu hakkında sorgulanacaktı? İlk konuşmaya başlayan tabi ki de Devrim Yakar oldu.

“Eveett, Çınar Ladin! Nasılsınız efenim? Antrenmanınız nasıl geçti?”

Devrim, Çınar’a pata küte sorular sormak yerine ilk önce suyuna gitmeyi tercih etse de Çınar onun bu halinden daha çok korkarak hemen sadede gelmesini istedi.

“Uzatma Devrim, sor ne soracaksan.”

Devrim sen bilirsin bakışları attı. “Pekala, hangi birinden başlasam acaba?” Hemen dibinde duran üçlüye döndü. Atakan bir elini kaldırıp Devrim’e yardımcı oldu. “Kaplan’ı neden evinde tuttuğundan başlayabiliriz.”

Devrim parmağını şıklatıp “Aynen” diyerek Çınar’a doğru döndü. “Kaplan şerefsizini neden yuvamıza soktun bok böceğim, aşk böceğim, gözünün yeşil tonuna kurban olduğum?”

Devrim’in Çınar’a olan hitabı diğerlerini güldürdü. Çınar ise üzerinde sadece boxer ve omzuna asılı bir havlu ile karşılarında duruyordu bu yüzden onlardan ciddiyet beklemedi. Karşısındakilerde ondan farklı değildi. Hepsinin altında sadece boxer vardı. Çıplaklar kampından farksız bir ortam vardı. Boynundan sarkan asker künyesinin uçunu tutup sağa sola çekiştirirken konuştu. “Çünkü ona güvenmiyorum. Kartal’ın annesine herhangi bir zararda bulunabilir.”

LADİN - BXBWhere stories live. Discover now