On iki

4.7K 396 119
                                    

Bölüm şarkısı: Şebnem Paker - Dinle

.

.

.

.

Sigaramın dumanına sarsam, saklasam seni 

.

.

Bazı insanların nasıl biri olduğunu tam anlamı ile bilmeyerek gereksiz varsayımlarda bulunursunuz. Sonra bir gün gelir ve o varsayımlar sizde çok büyük yaralar açar. Bu yüzden hiçbir insanı tam anlamı ile tanımadığınız süre boyunca yargılarda bulunmayın [(ve hislerinizi paylaşmayın)]. Kartal, Ladin spora ilk geldiğinde onu yargılamayan tek kişi Çınar gibi görünse de. Çınar bile bazı zamanlar onu yargılamıştı. Onu yargılamadan kabul eden tek kişi Atakan'dı. O insanları yargılamaz olduğu gibi kabul ederdi. Kimseyi tam anlamı ile tanımadan yargılamayı doğru bir şey olarak görmüyordu bu yüzden Kartal'ı hiçbir zaman yargılamamıştı. Zaman geçtik, onu tanıdıkça ona saygı duymaya başladı. Yıllardır Atakan'ın yapamadığını yapmıştı Kartal. Atakan diğerleri ile ne olursa olsun hep birlikte olmak isterdi. Tunç abi vefat ettiğinde Kartal sayesinde bir araya gelmeleri Atakan'ı çok etkilemişti çünkü Atakan bunu Devrim'in en bok zamanlarında yapmaya çalışmıştı. Kartal'ın sonradan aralarına gelip onları bu kadar bir arada tutması onun hoşuna gidiyordu. Devrim ile de aralarında bir ilişki olduğunu öğrendiğinde nedense bu ilişkiye karşı çıkmak gelmemişti. Diğerlerinde bu duruma onay vermelerin sebebi Kartal'ın onlara bir güven duygusu vermesi olmalıydı.

Tunç abinin mekanı sarmayınca antrenman yapmaya gelmişlerdi. Can Polat ve Oğuzhan kendilerine mola verirlerken Atakan hala top selesinden aldığı her topu filenin arkasına sertçe gönderiyordu. Kartal'ın kanlar içinde parkeye yığılı kalışını unutamıyordu. Böyle bir şeyin Ladin sporun başına gelmesi hiç hoş olmamıştı. İlk önce Tunç abinin sakatlanıp, hastalanması, üzerine Kartal'ın takıma yeni gelişi, Tunç abinin vefatı ve şimdi Kartal'ın bunları yaşaması. Atakan sağ eli ile topu havaya atarken aklından geçen şeyler kötü şeylerin üst üstte geliyor oluşuydu. Çınar gibi o da çok düşünürdü. Tavırlarına çok yansımasa da bazen bir düşünceye takılı kalırdı hep. Sert bir smaç basıp filenin üstüne çarptırarak topu gönderdiğinde kaşları çatık bir haldeydi.

"Wuuhuu sayı!"

Atakan bakışlarını sesin geldiği tarafa çevirdiğine kıvırcık saçları alnına düşmüş olan Berkay'ı gördü. Onu görmesi ile yüzüne bir gülümseme oluştu. Seleden bir top alıp eline yere çarptırarak elinde enerji içeceği tutan Berkay'a yaklaştı. "Ne haber?"

Berkay onu bir süredir izliyordu ve Atakan'ın moralinin dipte olduğunu hissetmişti. Bu yüzden tüm cesaretini toplayıp kendisine ve Atakan'a enerji içeceği alıp gelmişti. Elindeki enerji içeceğini Atakan'a uzatırken yanakları utançtan kızarmıştı. Atakan ona doğru uzatılan enerji içeceğini kabul ederken Berkay'ın ona cevap vermesini bekledi. Berkay, Atakan'ın içeceği alırken parmaklarının parmaklarına değmesinden bile etkilenerek derin bir nefes alıp öylece Atakan'a baktı. Atakan da öylece Berkay'a bakıyordu. Genelde Atakan bu tür durumlarda konuşmayı sürdürürdü ama üzerindeki yorgunluk sayesinde Berkay'dan bir adım bekledi.

"Aa.." Berkay konuşmak için dudaklarını araladığında gözleri Atakan'ın alnından düşmeye başlayan ter damlasını takip ediyordu. "Şey.." Ter damlası yanağından boynuna yol aldığında yavaşça yutkundu. Atakan hafifçe kaşlarını çatıp Berkay'ın demekte olduğu o şeyi bekledi. Ter damlası boynundan formasının içine gittiğinde Berkay rüyadan uyanmış gibi gözlerini hızla Atakan'ın gözlerine çıkarıp konuştu.

LADİN - BXBWhere stories live. Discover now