On üç

3.8K 364 48
                                    

Bölüm şarkısı: Sub Urban - Bandıt

.

.

.

.

.

Gözlerin biliyor her şeyi,

Gözlerin bir yaşama çığlığı...

.

.

.

Çınar ve Kaplan birbirleri ile dalaşmayı kesip bir sürede birbirlerine nefret bakışları atsalar da işin sonunda ikisi de Çınar'ın odasına gitmek zorunda kalmışlardı.

Çınar geniş gardırobunun kapaklarını açıp içinden kıyafet çıkarırken Kaplan odanın kapısının önünde duruyordu. Kafasını kapıya yaslamış duş almanın verdiği o sakinliği yaşıyordu. Bir elini ıslak saçlarından geçirirken konuştu. "Benim sigara içmem lazım."

Çınar onu dinlese de çok ilgilenmediğini belli eder bir ses tonu ile konuştu. "Varsa iç." Eline aldığı uzun kollu ince koyu renkli tişörtü seçip altına da daha açık tonda olan gri renkli bir eşofman seçtikten sonra bir tanede boxer seçip Kaplan'a doğru uzattı.

Kaplan onun elindeki kıyafetleri alırken hafifçe kaşlarını çattı. "Paketim yok, bana sigara bul. Yoksa çıldıracağım."

Çınar şaşmış gibi yaparak konuştu "Ha yani bu çıldırmamış halindi?"

Kaplan, Çınar'ın söylediğini onaylayıp odadan çıkarken gözlerinde Çınar'ı tehdit eden bir ifade olsa da Çınar onun bu boş konuşmaları ile ilgilenmiyordu. Kendisi içinde kıyafet seçerken çok yorulduğunu hissetti. Antrenman yaparken bile bu kadar yorgunluk hissetmiyordu. Boxerini giyip, siyah tişört ve eşofman da giydiğinde gözlerini etrafta gezdirdi. Islak saçlarından damlayan su damlaları omuzlarına düşüyordu.

Bornozunu eline aldı diğer eline de saç havlusunu alıp onu kafasının üzerine yerleştirdi. Saçlarını kurutarak içeriye doğru ilerledi. Kaplan'ı salonda koltukta boylu boyunca uzanmış bir halde gördü. Kaplan onu fark ettiği an eli ile işaret ederek. Tekrar "Bana sigara bul" dedi.

Çınar yine onu görmezlikten geldi. Kaplan'ın üzerinden çıkarıp yerde bıraktığı bornozu ve saç havlusunu aldı. Onları banyoya bıraktıktan sonra Kaplan'a doğru konuştu. Eli ile gelmesi için işaret yapmıştı "Buraya gel. Beraber uyuyacağız."

Kaplan kafasının altındaki yastığı tuttuğu gibi Çınar'a fırlattı. "Siktir git Çınar Ladin, bana sigara ver."

Çınar kendisine doğru gelen yastığı tutup ona cevabını verdi. "Olmayan bir şeyi nasıl vermemi istiyorsun?"

"Git al marketten."

"Saat gece yarısını geçiyor."

"Umurumda değil bana sigara bul!"

Çınar kendini sakinleştirmek için derin bir nefes alıp içinde bir süre tuttuktan sonra sakince konuştu. "Yarın bulacağım tamam mı?"

Kaplan yattığı yerden kalkıp Çınar'a doğru yürüdü. Onun tam dibin geldiğinde Çınar ona çekinmeden bakıyordu. Aralarındaki bu yakınlıktan ikisi de rahatsız olmuyordu. Kaplan bir elini kaldırıp işaret parmağını tehditkar bir şekilde salladı. "Eğer bulamazsan buraları ciddi anlamda sikip atarım."

Çınar'ı geçip giderken ona omzu ile vurmayı ihmal etmemişti. Çınar başını havaya kaldırıp tavana bakarken sanki tanrı ile konuşuyormuş gibi ondan sabır diledi. Kaplan'ın arkasından odasına doğru ilerledi. Kaplan'ın sırtından onu izlerken ona verdiği kıyafetlerin üzerine bir tık bol geldiğini fark etti. Az önce onu tehdit ederken uzun kollu tişörtün kollarının ona olmaması onu garip göstermişti. Çınar bu garipliğin ne olduğunu bilse de Kaplan o sıfatı hak eden biri değildi. Kaplan'a sevimli demekten daha çok sevimsiz demeyi tercih ederdi. Odaya girdiğinde Kaplan'a doğru konuştu.

LADİN - BXBWhere stories live. Discover now