Elli

4.2K 295 342
                                    

Bölüm şarkısı: Aydilge, Halil Sezai – Aşk yüzünden

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Mesut olmak için devrim yapamazsınız,

Yaşamak için devrim yaparsınız.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Adının anlamını taşır insanoğlu. Bu yüzdendir belki de doğduğu ilk an isminin kulağına söylenmesi. Çınar, adının anlamı gibi ulu bir ağaçtı. Kartal, adının anlamı gibi yırtıcı bir kuştu. Kaplan, adının anlamı gibi güçlü ve hırçındı. Devrim ise adının anlamını diğerlerinden daha çok taşıyordu üzerinde. Ailesinin bunda çok etkisi vardı. Annesi tüm algıları kırmış bir kadındı. Duruşu ile dünyayı ayaklarına serebilirdi. Babası Kenan Yakar için bir dünya yetmezdi. Kenan bey her zaman hayal edilen bir insan olacaktı. İnsana varlığının gerçekliğini sorgulatacak, gerçekliği ile yakacak biriydi. Devrim karşısında duran tabloya uzun uzun baktı. Kendisini düşündü, unutulan ablasını düşündü, şu an hayatında olmasa da hala kafasının içinde varlığını sürdüren annesini düşündü ve en son babasına çarptı gözleri. Yine her zaman ki gibi Çınar’ın arkasını toplamaya gitmişti Kenan Yakar. 

Devrim kıskanç biriydi ama Çınar’ı hiçbir zaman kıskanmamıştı. Onu ailesinden sakınmamıştı. Her zaman onu kardeşi olarak kabul etmiş hayatının merkezine yerleştirmişti onu. Bazen durup baktığında her şeyin merkezinde Çınar görünse de aslında merkezde hep Devrim’in varlığı hissedilirdi. Devrim adının hakkını veren bir sarışındı ve bu sarışını diğer herkesten daha çok seven biri vardı hemen yanında. 

“Orada durmaya devam edecek misin?”

Kartal’ın sesi ile bir an irkildi. Arkasına doğru döndüğünde Kartal’ı görünce rahat bir nefes aldı. O kadar dalmıştı ki. Neden bu kadar derin düşündüğünü bilmiyordu. Genelde sorunlarını hızlıca çözüme kavuşturan biriydi. Devrim hiç kaçan taraf olmamıştı ama konu annesi olduğunda köşe bucak kaçıyordu. Onunla tartışmaya başladığında annesi hemen ağlamaya başlardı ve Devrim durumu kabul ederdi. Annesine karşı oluşturduğu bir duvar vardı. Bunun farkındaydı ama bu duvarı ortadan kaldıracağını bilmiyordu. Derin bir nefes alıp mutfak kapısına yaslanmış olan Kartal’a eliyle duvara asılı olan tabloyu işaret etti. “Bunu değiştirmek lazım artık” dedikten sonra Kartal’a doğru yürümeye başladı. Kartal’a doğru her adım attığında aklından bir sürü şey geçiyordu. 

“Yarım saattir bunu mu düşünüyordun?”

Kesinlikle sadece bunu düşünmemişti. Ailesinin nasıl bir anda bu hale geldiğini düşünüyordu. Geçmişi hatırlıyordu. Ne kadar yok saysa da hatırlıyordu. Annesi ve babasının mutlu olduğu zamanlardı. Ablasının hayatta olduğu anları. Her şeyi hatırlıyordu da… En çok ablasını hatırlamak canını yakıyordu. Onu durduramamıştı, onu görmemiş, anlamamıştı. Çok geç anlamıştı ablasının neler yaşadığını, çok geç kalmıştı Devrim. Babasını düşündüğünde onunda çok geç kaldığını fark ediyordu. Evet babası, annesini çok seviyordu bir zamanlar. Bir zamanlar aşkla annesine baktığını biliyordu. Zamanla babasının gözlerinde ki ışıkta sönüp gitmişti.

LADİN - BXBWhere stories live. Discover now