On beş

4.9K 427 600
                                    

Yazar Notu:

Bu bölüm bu kitabın en kritik sahnelerinden birini içermektedir. Bu yüzden bir tane bile olsa yorum bırakıp düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.

Kiss

.

.

.

Bölüm şarkısı: Royal Deluxe - Dangerous 

.

.

.

.

 Umut, nefes nefese koşarken bir sokağın köşesinde, arkadan yetişen bir kurşunla vurulmaktı elbette. 

.

.

.

Çınar her zaman ki uyandığı saatte uyanmıştı. Gözlerini araladığında ilk fark ettiği şey sağ omzunda hissettiği baskıydı. Başını çevirip baktığında onun Kaplan'ın kafası olduğunu anladı. Omzunu onu uyandırmadan geri çektiğinde Kaplan'ın kafası Çınar'ın yastığına doğru yavaşça yerleşti. Çınar diğer çocuklar ile uyumaya alıştığı için yanında biri olması onu rahatsız etmemişti. Kaplan için durum nasıldı bilmiyordu ama çokta umursamadı. Yatak odasından çıktığında kapıyı açık bıraktı. Kaplan'a assslaaa güvenmiyordu. Lavaboya ilerlerken kollarını havaya kaldırıp gerinip, esnedi. Yeni uyandığı için karman çorman bir hali vardı. Lavabonun kapısını açmak için hareketlendiğinde çalan telefonu ile yürüyüşünü değiştirip salona gitti. Arayanın Can Polat olduğunu gördü. Kendini büyük koltuğa yüz üstü bir şekilde bırakıp telefonu açtı.

"Efendim kardeşim."

"Bizimkileri alıp geleceğim birazdan, bir şeye ihtiyaç var mı?"

Çınar uyku sersemliği ile bir süre gözlerini kapatıp bekledikten sonra aklından bir ton şey geçtiğini fark edip konuştu. "Ben sana alınacakları mesaj atayım." Aralarında geçen kısa konuşmadan sonra telefonu kapatıp masanın üzerine bırakmadan önce mesaj kısmına girip aklındakileri sıralamaya başladı. En sona geldiğinde kaşlarını hafifçe çatıp bekledi. İlk önce sigara yazdı. Arından silip bir süre daha düşündü. Ne düşündüğünü bilmiyordu. O sırada salona doğru gelen Kaplan'ı fark ettiğinde ne düşünmesi gerektiğini buldu. Hangi marka sigara içtiğini yazmalıydı. Kaplan asık surat ile Çınar'ın yattığı koltuğa geldiğinde Çınar gözleri ile onu takip ediyordu.

Onun altında sadece boxer mı vardı yoksa Çınar mı yanlış görüyordu?

Kaplan, Çınar'ın yattığı koltuğun çaprazına oturup ellerini kafasına koydu. "Bana acil sigara bul. Yoksa taşı toprağı sikeceğim. Başım ağrıyor." Çınar gözlerini Kaplan'ın üzerinde tutup hangi marka sigara içtiğini sordu. Aldığı cevabı mesaj kutusuna yazarken Kaplan'ın açıkta kalan bacaklarına kısa bir bakış attı. Bacaklarında bu kadar kas olmasını neye borçluydu?

Çınar mesajı gönderip telefonunu masanın üzerine bırakırken aklından bugünün planını yapmaya başladı. Lavaboya doğru hareketlendiğinde Kaplan'ında az önce masanın üzerine bıraktığı telefonuna hareketlendiğini fark etse de umursamadı. Kaplan sittin sene açamazdı o telefonun kilidini.

Kaplan eline aldığı telefonun yan tuşuna basıp ekranı açarken ekran kilidi ile karşılaştığında bir süre durması gerekti. Ne bekliyordu ki zaten. Koskoca Çınar Ladin telefonuna şifre koymayacak mıydı? Oflayarak geri telefonu masaya bıraktı. Kapanan kapı sesi ile Çınar'ın lavaboya girdiğini anladı. Ayağa kalkıp evin kapısına doğru ilerledi. Kapının kulpunu birkaç defa aşağı yukarı yaptı. Sınır kapısından daha güvenli olduğu belli olan kapıya tekme tokat girmeden yeni rota belirleyip mutfağa ilerledi. Mutfakta rafları açıp kendine kahve ararken sinirlenmemeye çalışıyordu ama bu imkansızdı. Bir sigara içip şu kafayı toplaması lazımdı. Kartal'ı görmesi lazımdı. Deniz'e gününü göstermesi lazımdı.

LADİN - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin