LADİN - BXB

Elli dokuz

Bölüm şarkısı: Yaşlı amca - Seninle olmak var ya 

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Öyle arada bir bakma içim gidiyor

Gözyaşımı derme gülümün yerine

Ölüm ol da düş peşime ecel ol da al başımı

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Çınar kulisten çıkmadan önce şapkasını düzeltti, maskesini taktı. Kulisten çıktığında onu karşılayan kişi Açelya oldu. Açelya 1.55 boyunda turuncu kısa saçları ile Çınar'a gözlerini kırpıştırarak baktı çünkü bu adam dev gibiydi. Tam olarak iki metreydi. Dudakları aralanan Açelya'ya gülümsedi Çınar ama Açelya bunu göremiyordu. Başı ile selam verdi kendisinden baya kısa olan kıza.

"Merhaba, Açelya ben" dedi Açelya elini Çınar'a uzatırken. Çınar onun elini tutup "Merhaba" demesine kalmadan Açelya heyecanla konuştu. Açelya'nın eli Çınar'ın elinin içinde kaybolmuştu. "Oha gözlerin aynı Çınar Ladin'in gözleri gibi!" Çınar konuşmak için araladığı dudaklarını geri kapattı. Buraya geldiğini herkesten gizlemesi gerekiyordu. Şu an onu evinde dinleniyor olarak biliyordu ama o sevgilisinin önlük giyme törenine gelmişti, hem de Ankara'ya gelmişti. Açelya "Biraz Ladin fanlığı yapıyorum da ama biraz yapabiliyorum çünkü Kaplan kızıyor" dediğinde Çınar yine kafasını salladı. Beraber yürümeye başladılar.

"Neden kızıyor?" diye sordu Çınar. Kendini tutamamıştı. Kaplan hakkında her şeyi merak etme huyu vardı. Tabi sevgilisi diye her şeyi bilmek zorunda değildi ama ileride kocası olacağı için her şeyini bilmesinde hiç de bir sıkıntı yoktu.

"Bilmiyorum geldiğinden beri asla Ladinler hakkında konuşmama izin vermedi."

Açelya ile konferans salonuna doğru yürürlerken Açelya'nın adımları Çınar'a göre çok küçük olduğu için Çınar ona eşlik etmeye çalışıyordu. Sanki ağır çekimde yürüyormuş gibi hissediyordu. Beraber konferans salonuna girdiklerinde Açelya kendilerine özel ayırdıkları masaya doğru ilerledi. Kuytu köşede bir yerde olmasına rağmen sahneyi rahatça görünüyordu. Açelya kendisine bir sandalye çekerken Çınar'ın oturması için sandalyeyi işaret etti. Çınar sandalyeye oturduğunda bile Açelyadan uzun kalıyordu. Çınar geriye yaslanıp gözlerini etrafta gezdirdi. Herkes masasında ailesinden bir üye ile oturduğunu belli ediyordu. Neredeyse tüm ailelere yetecek masa olmasına şaşırmıştı.