Bölüm şarkısı: Kate Bush - Running up that hill
.
.
.
.
Seninle ben, cennet ve cehennem gibiyiz
Öyle farklı, öyle uyumsuzuz
Ama yine de seninle arafı yaratmaya hazırım ben
.
.
Bazı hataların geri dönüşü olmaz, bazı yolların çıkışı olmaz ama en zoru bazı acıların tarifi olamadığıdır. Çınar yaşadığı hayatın ne kadar acı dolu olduğunu fark ettiğinde bir elini iki göğsünün arasına yerleştirdi. Bu kadar acının içinde yaşadığını hissetmek istedi. Kalbinin ritmini duysa da, nefes aldığını bilse de, yaşamaktan çok uzaktı. Ölmüş ve öldürülmüştü Çınar.
İçinde hiç yeşermiş hislerin içinde kaybolup giden yeşilin en güzel tonu olan Çınar Ladin, sadece bir kere her şeyi boş verip hissettiği hislerin peşinden koşmaya başladığında uçuruma doğru koştuğunun farkında olmayacak kadar hislerinin sarhoşu olmuştu. Devrim gibi aklı başından gitmişti. Devrim'i de bu yüzden çok iyi anlıyordu. Çünkü yaşamıştı Çınar, aklı çıkmıştı ama o hissettiği duygular kalbinden çıkıp gitmemişti. Kalbine saplanan o hisleri kendi elleri ile söküp attığından beri hissetmek için yaptığı tek şey bedeninde hissettiği o acı duygusuydu. Bazen onu bile hissetmiyordu.
Kendini tamamen kapatmış bir adamdı o.
Sadece bir kere gitmişti o uçurumun kenarına, sadece bir kere teslim olmuştu hayata, sadece bir kere aşık olmuştu, sadece bir kere...
Yeşil gözlerini sağ elinin avuç içine çevirdi. Birçok küçük kesik vardı. Sadece ellerinde değil bedenin birçok yerinde izler vardı Çınar'ın. Aynı izlerin Kaplan'da da olması onu derinden sarsmıştı.
Elindeki tüm izlerin tesadüfen olmuş olması imkansızdı. Bilerek, isteyerek yapılmış izler olduğu açıkça belliydi. Çınar anlamsız bakışları ile onun için sebzeleri doğrayan adama baktı. Kaplan, Çınar'ın elini bantlamış ve Çınar'a geri çekilmesini söylemişti. Bir ters bir düz halleri Çınar'ı altüst etmişti. Ona nasıl davranması gerektiğini asla çözemiyordu. Yemek masasına poposunu yaslayıp kollarını göğsünde birleştirdi. Kaplan'ı baştan aşağıya süzdüğü zaman onun bedeninin ne kadar erkeksi olduğunu fark etti. Daha yeni kesilmiş olan ense tıraşı, geniş omuzları ve kalıplı bedeni onu tamamen sert bir erkek modeline sokuyordu. Çınar onu görüşüne bakarak yargılamıyor, tavırları yüzünden yargılıyordu. Bir dediği diğerini tutmuyordu. Aynı izlenimi Kartal'dan da almıştı ama Kartal'ın dizginlenebilecek bir tarafı vardı. Kaplan ise tamamen psikopat bir karakterdi onun için.
Çınar, Kaplan'ın tehlikeli bir şekilde boşlukta sallandığını hissetti.
Kaplan sebzeleri doğrama işlemi bitirdikten sonra Çınar yemeğin diğer işlemlerini söyleyerek yemeği Kaplan'a yaptırmaya başladı.
"Bu ne saçma bir yemek?"
"Saçma olan sensin."
"Kes, şimdi ne yapıcam?"
İlkokul çocuğu gibi birbirlerine laf sokmasalar aralarında iyi bir iletişim geçebilirdi aslında ama asla yirmi kusur yaşında insanlar gibi davranmayı tercih etmiyorlardı. Çınar ona ne yapması gerektiğini tarif etmeden önce Kaplan'ın açık bıraktığı üst çekmelerin kapaklarından birini kapatıp Kaplan'ı ocağın önüne çekti. Kolunu tuttuğun da Kaplan Çınar'ın kolunu tutan eline bir bakış attı. Çınar bir şeyler tarif etse de Kaplan hala onun eline bakıyordu. "Elini çek."
JE LEEST
LADİN - BXB
TienerfictieBir şarkı yazdım içimden, ahı sana Anlamı yok belki senin için ama Zaman duvarına çarptık biz yok olduk Anılar hep zamansız mekan yok orda Gel bak gör ne haldeyim Sonsuz bir alemdeyim Kimsesiz ve harabe Gelmedi yıkım emrim Ah! Bak...