Bölüm 214: On yıl boyunca ölülerle diriler donuklaşıp çekilir uzağa

93 26 32
                                    

Ç/N: Başlık 苏轼 Sūshì《江城子》jiāngchéng zi'dan alıntı.

On yıl boyunca ölülerle diriler
Donuklaşıp çekilir uzağa
Hatırlamaya çalışmıyorum amma
Öyle kolay mı unutmak?
Kimsesiz bir kabir, bin mil ırak
Donuk düşünceler, nerede etraflıca konuşulacak?
Yüz yüze gelsek bile tanımazsın beni
Çehremde toz toprak
Saçıma don düşmüş, hep ak
Dün gece rüyamda ansızın evde buldum kendimi
Ufak odanın penceresinde,
Süsleniyordun, tarıyordun başındaki ipekleri
Ağzını açmadan döndün ve baktın
Aşağı süzülüyordu gözündeki yaşlar
Yüreğimdeki sızı kalacak mı geçse bile ömürdeki yaşlar?
Mehtabın kuşattığı kabir,
Göğe erişmekten yoksun çamlar.

***

Nangong Shunu hızlı bir şekilde yürüyordu. Birkaç defa Qi Yan'a seslenmek istedi, fakat o sırada orada bulunan saray hizmetçilerinden dolayı bunu yapamadı.

Qi Yan önden yürüyordu, yani görünüşe göre Nangong Shunu'yu hiç fark etmemişti. Ama eğer Nangong Jingnu burada olsaydı, bir bakışta tuhaf olan şeyi fark ederdi. Qi Yan'ın şu anki yürüme hızı normaldekinden çok daha yavaştı.

Çimenli Ovalarda doğan insanlar keskin duyulara sahip olurdu. Ve o ana salona girdiğinden beri Nangong Shunu hem isteyerek hem de istemeden bakışlarını kendisinin üzerine çeviriyordu. Qi Yan'ın bu kadar erkenden izin isteyip ayrılmasının nedeni aslında Nangong Shunu'nun ona ne demek istediğini öğrenmek istemesiydi.

Qi Yan pek fazla insanın geçmeyeceği ufak bir patika seçti. Ve beklendiği üzere, Nangong Shunu'nun sesini duydu.

Nangong Shunu: "Qi Yuanjun, lütfen bekle!"

Qi Yan yürümeyi bıraktı. Arkasına döndü, ardından Nangong Shunu'ya doğru hafifçe eğildi, "Demek İkinci Ekselans'tı."

Nangong Shunu Qi Yan'a doğru geldi. Konuşmakta tereddüt ederek ona baktı, fakat karşıdaki kişi her zamanki aldırmazlığına bürünmüştü. Sessizce ilk konuşanın Nangong Shunu olmasını bekliyordu.

Nangong Shunu iç dünyasında uzun bir süre ikilem yaşadı. Xiao-Die son birkaç gündür ona karşı çok daha soğuktu ve ona bakma şekli de oldukça tuhaftı. Her gün söylediği tek cümle Qi Yan'ı görmek istediği oluyordu, adeta bir güç tarafından ele geçirilmiş gibiydi.

Nangong Shunu Xiao-Die'den ayrılmaya dayanamazdı, fakat Xiao-Die'yi kasvetli ve mutsuz halde görmeye de katlanamazdı. Xiao-Die'nin gözlerini seviyordu. Gözleri çok temiz ve berraktı, kendisine bakarken hep bağlılık ve güvenle dolu olurdu. Ama tüm bunlar artık yok olup gitmişti. Nedense Nangong Shunu, Xiao-Die'nin kendisine olan bakışlarının çok daha karmaşık bir hale geldiğini hissediyordu. Hatta savunmaya geçme hali denen şey belli belirsiz gözüne çarpıyordu, bu da Nangong Shunu'nun yemek yeme ve uyumada güçlük çekmesine neden oluyordu.

Nangong Shunu bir şeyler anlamaya çalışır gibi gözlerini doğruca Qi Yan'ın kehribar rengi gözlerine dikti, fakat nafileydi.

Qi Yan için ise, Nangong Shunu'nun davranışlarının hiçbir etkisinin olmadığı söylenebilirdi. İç saraylarda Qi Yan'a soğukkanlılığını kaybettirebilecek tek kişi Nangong Jingnu'ydu.

Nangong Shunu alacağı sonuç yüzünden hayal kırıklığına uğramaya mahkumdu. Qi Yan'ın sakin ilgisi karşısında uzunca bir süre çabaladı. En sonunda, kaderine teslim olurcasına iç geçirdi. Omuzları da düşmüştü.

Nangong Shunu: "Xiao-Die seni görmek istiyor."

Qi Yan'ın kalbi yerinden oynar gibi oldu. En başından beri kız kardeşi için uygun ayarlamalar yapmak istemişti, fakat Wu Er onun özel köşküne taşınmıştı ve maskeli kişi kim bilir nereye sinmişti. Meseleyi etraflıca düşününce Zhuohua malikanesi hâlâ en güvenli seçenekti. Onu hâlâ oradan almamasının sebebi buydu.

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımDove le storie prendono vita. Scoprilo ora