Bölüm 223: Ölümden kıl payı kurtulmanın korkulacak bir yanı var mıydı

71 25 19
                                    

Aniden Nangong Jingnu çıldırmış gibi büyük salondan dışarı fırladı, Qi Yuxiao ise "Anne" diye bağırdıktan sonra hemen arkasından koştu! Nangong Sunu, Nangong Shunu, Lu Zhongxing ve diğerleri de Nangong Jingnu'nun peşinden dışarı çıktı.

Qi Yan ve Nangong Da çoktan oradan epey uzaklaşmıştı. Büyük salondaki insanlar henüz hiçbir şey duyamıyordu fakat Nangong Jingnu Qi Yan'ın geçmişteki iş görme tarzını ve kişiliğini dikkatlice gözden geçirmişti. Qi Yan'ın kesinlikle durduk yere olay çıkaracak biri olmadığını biliyordu. Bir tehlike sezmiş ve kendi başına karar vermeden önce onunla tartışacak vakti olmamış olsa gerekti!

Öte yandan, Nangong Da ile Qi Yan çoktan bir köşeden dönmüştü. Nangong Da'nın güvendiği astının önderliğinde saray duvarları boyunca yas salonuna doğru ilerleyen, kılıç ve arbaletlerle kuşanmış bin tane imparatorluk muhafızı gördüler.

Ganquan Sarayı, imparatorun yatak odası.

Nangong Rang'ın tabutunun durmakta olduğu saray odası, Ganquan Sarayı'nın tam merkezindeydi ve en derin kısmındaydı. Bu yere varabilmek için üç saray kapısını aşmak gerekirdi. Her saray duvarında çeşitli işlevleri olan farklı yan odalar vardı ve saray yolunda devriye gezen imparatorluk askerleri vardı. Bütün saray duvarları imparatorluk askerleri tarafından korunuyordu. Ganquan Sarayı'nda devriye gezen muhafızlar dört takıma ayrılmıştı; üç takım yerlerinden ayrılmazken bir takım devamlı hareket halindeydi. Her takımın yedi vardiyası vardı, vardiyaların süresi ise dört saatti. Bir günde sadece yirmi dört saat vardı. Başka bir deyişle: Ganquan Sarayı'nda hiç kör nokta yoktu ve muhafız değişimleri arasında hiç zaman boşluğu bulunmuyordu. Demir kova gibi bir varlıktı.

Fakat, gözlerinin önündeki bu askerler çoktan o savunma bariyerlerini geçmişti. Silahlarla donanmış halde hızla Ganquan Sarayı'nın en derin kısımlarına gelmişlerdi. Ortada bir tek cevap vardı: Ganquan Sarayı çoktan kuşatılmıştı.

Nangong Da'nın gözlerinde ışıltı parladı. Koltuk değneğiyle Qi Yan'a vurdu, fakat Qi Yan dişlerini sıkarak bu darbeye güçlükle katlanıp Nangong Da'nın koltuk değneğini koluyla bedeninin arasında yakaladı ve Nangong Da'nın sağlam bacağına sağlam bir tekme indirdi.

Nangong Da'nın denge merkezi kaymıştı, üstüne bu tekme de eklenince dengesini anında kaybetti.

Nangong Da düşerken, "Ateş!" diye bağırdı.

Çoktan oklarını kirişe yerleştirip Qi Yan'a nişan almış okçular vardı. Nangong Da'nın emriyle, sayısız ok havayı delip geçti.

Nangong Jingnu kalbindeki ezici acıyı hissederken sendeleyen adımlarla hızla koşuyordu.

İmparatorluk askerleri kancalı uçları olan oklar kullanıyordu. Bir kez saplandığında doğruca çekip çıkarılabilecek bir şey değildi. Ok başı çıkarılana kadar oluk oluk kan kaybedilirdi.

Tam Nangong Da "ateş" diye bağırdığı anda Qi Yan da kenara atılmıştı. Oklar vınlayarak Qi Yan'ın az önce durduğu yere saplandı.

Nangong Jingnu aniden çok sayıda okun ilerideki köşeyi geçtiğini gördü. Dizlerindeki güç kesildi ve elini olanca kuvvetiyle ağzına kapattı.

Qi Yuxiao: "Anne!" Nangong Jingnu arkasını dönüp Qi Yuxiao'yu durdurdu, ardından onun ağzını kapattı, "Hemen geri dön, saray kapılarını kapatmalarını söyle onlara. Beşinci dayın... hayır, Nangong Da ayaklanıyor."

Qi Yuxiao'nun gözleri fal taşı gibi açıldı, sonra başını salladı. Nangong Jingnu yavaşça Qi Yuxiao'yu serbest bıraktı. Küçük çocuk Nangong Jingnu'ya iyice bir baktıktan sonra fırlayıp gitti!

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımWhere stories live. Discover now