Bölüm 258: Bugün kalbin kırıldığı yerde konuşmaya ne gerek var?

71 20 27
                                    

Qi Yan hâlâ o You vilayeti askerine bakıyordu ve gözlerindeki kehribar rengi haleler ölümcül derece durgundu. Asker ne yapacağını bilemez halde olduğundan ses tonunu yumuşattı, "Efendim."

Bunun hemen ardından, "Bu şey mektubunu... alıp sakla işte. Durumu bizim için zorlaştırma," dedi.

Qi Yan en sonunda elini kaldırıp o boşanma mektubunu aldı. Gözlerinin önündeki el yazısında yabancı bir hava vardı. Ayrıca yakın geçmişe kıyasla el yazısı oldukça güzelleşmişti.

Boşanma mektubunda yalnızca aralıklı birkaç satır vardı fakat gayet açık bir şekilde yazılmıştı ve siyah beyaz renklerle açıklanmıştı: Yollarımızı ayırıyoruz, bu ikimiz için de en iyisi. Bir daha seninle hiçbir münasebetim olmayacak; birbirimizi bir daha asla görmeyelim, ne yaşamda ne de ölümde.

Mektupta yazanlar tek bir bakışta okunabiliyordu, fakat Qi Yan'ın gözleri sayısız nefes süresince kağıdın üzerinde kalmıştı.

Qi Yan'ın hiçbir şey yapmaya yeltenmediği ortada olduğu halde onca yıllık savaş tecrübesine sahip You vilayeti askerleri açıklanamaz, ezici bir baskı altında hissediyordu. Sanki ayakları yere mıhlanmıştı da Qi Yan bir şey söyleyene kadar yerlerinden kıpırdayamazlardı.

Qi Yan başını kaldırdı. Yüzü hâlâ ifadesizdi. Gözleri sakin bakıyordu, fakat içleri bomboştu. Kim bilir ne kadar süre sonra gözleri yavaşça odağını geri kazandı. Uzun vadeli hastalık yüzünden biraz solgun duran dudakları titredi, ardından, "Başka bir şey dedi mi?" diye sordu. Sesi son derece sakindi ve ne hüzün ne de sevinç okunuyordu. Öfkeli bir tonda da değildi; daha çok, normal bir soru soruyor gibiydi. You vilayeti askerlerinin kalplerinde bir çeşit iç çekme duygusu yükseldi: bu kişi gerçekten de su gibi bir beyefendiydi. Böyle biri nasıl isyancı olabilirdi ki? Ya da kadın?

İki lider bir an bakıştı. Belki de Qi Yan'ın verdiği tepki onlarda iyi bir izlenim bıraktığı için, içlerinden biri yanıtladı, "Sana yönelik başka bir şey söylenmedi, ama Majesteleri bize seni güvenli bir yere kadar götürme ve sonrasında tekrar başkente rapor vermeye gerek duymadan direkt You vilayetine dönme emri verdi. Majesteleri ayrıca bu konuda sessiz kalınmasını emretti, başka birine bahsetmemiz yasak."

Qi Yan sessizliğini korudu. O kişi bir an tereddüt ettikten sonra, "Aslına bakarsan, başkentte bazı şeyler oldu," dedi.

Qi Yan nihayet başını kaldırdı, "Ne oldu?"

You vilayeti askeri: "Eski Vekil Çalışma Bakanı Li Qiaoshan birinci ayın on altıncı gününde meclis toplantısı sırasında şikayet davuluna vurdu. Önceki hanedanın prensesi için çalışan bir casus olduğunu kabul ederek meclis karşısında suçlarını itiraf etti. Onca yıldır bir suç ortağı ile çalışıyormuş ve o prensesin talimatları doğrultusunda krallığı tehlikeye sokan çok sayıda şey yapmışlar... Li Qiaoshan kabul etti ki onunla iş birliği yapan kişi, senmişsin..."

Qi Yan bu cevabı öngörmüştü, fakat hayal ettiğinden biraz daha erken gerçekleşmişti. Görünen o ki Huainan'da yaptıkları önceki hanedanın prensesini oldukça öfkelendirmişti...

Asker bir an durup diyeceği şeylerin üzerine düşündü, tereddüt ediyor gibi duruyordu. Bu esnada Qi Yan'a kaçamak bir bakış attı çünkü Li Qiaoshan'ın iddialarına inanamıyordu... Bu nazik bir yakışıklılığa sahip zarif genç adam nasıl kadın olabilirdi ki?

Asker: "Li Qiaoshan o prensesin çalışma odasından kişisel mührüyle birlikte epeyce mektup çalmış ve mektupların büyük çoğunluğu... sen ve önceki hanedanın prensesi arasındaki yazışmalarmış."

Qi Yan'ın yüz ifadesindeki acıyı görünce kılıçları kanla dövülmüş You vilayeti askerlerinin bile yürekleri burkuldu. Asker konuyu değiştirdi, "Majesteleri başta bunu olduğu gibi yalanladı ve mecliste o büyüklerle sertçe tartıştı. Komutan Efendi Gongyang, Vekil Savaş Bakanı ve daha niceleri öne çıkıp seni destekledi. Fakat Li Qiaoshan'ın elinde kesin kanıt vardı. Büyük arşivde önceki hanedanın prensesine ait mürekkep işleri bulundu ve o yazılar da bilgiyi doğruladı. Bir de senin geçmişteki mürekkep işi hazinelerini çıkardılar... Jingjia sekizinci yılda düzenlenen imparatorluk sınavındaki cevap parşömenleri de bunda dahildi, böylelikle mektuplarla mürekkep işi hazinelerin aynı elden çıkma olduğu doğrulandı."

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımWhere stories live. Discover now