Bölüm 225: Sayısız girdap ve dönüş, kader karşısında iç çekmek

67 23 12
                                    

Qi Yan'ın imparatorluk askerlerini Ganquan Sarayı'nın iç salonuna getirdiği sırada, son saray kapısı çoktan sımsıkı kapatılmıştı.

İmparatorluk ailesinin bütün fertleri yas salonunda saklanmaktaydı, yas giysilerine bürünmüş olan yüksek yetkililer ise dehşet içinde avluda nöbet tutuyordu. Bazılarının elinde kova vardı, bazılarında omuzda taşınan direkler, bazılarındaysa leğenler ve taşlar. İç bahçe öylesine sessizdi ki çıt çıksa duyulurdu. Yas salonunun dışında asılı duran siyah flamalar da eklendiğinde, bu manzara ayrı bir tuhaf görünüyordu.

İmparatorluk askerlerinin başı Qi Yan'ın yanına gelip endişe içinde, "Lord Fuma, neler oluyor?" diye sordu.

Qi Yan biraz daha kafa yorduktan sonra, "Belki de içerideki insanlar bazı gürültü sesleri duymuştur. Panik olmayın, kapılarda sesleneceğim," diye yanıtladı.

Qi Yan: "Avludaki efendiler, ben Qi Yan. İsyancı Nangong Da çoktan infaz edildi. Avludaki insanlar lütfen haberi iletsin ve saray kapılarını açsın."

Qi Yan'ın sesi kulağa göksel bir müzik gibi geliyordu. İçeridekiler bir nefes verdiği anda nihayet bu Lord Fuma'nın aslında geri dönmemiş olduğunu fark ettiler.

Gongyang Huai "Yuanjun" diye bağırdı, fakat tam o rapor vermek için salona gitmek istediği sırada bir askeri görevli onu durdurdu. O askeri görevli temkinli bir şekilde, "Tüm savaşlara kandırmacalar sebebiyet verir, biraz daha bekle," dedi.

Gongyang Huai öfkeyle, "Ne demeye çalışıyorsun?" dedi.

Askeri görevli şöyle cevapladı, "Fazla şüpheci olduğumdan değil ama o sadece bir yazınsal yetkili. Dalgaların yönünü tek başına nasıl değiştirmiş olabilir ki? Ya halihazırda isyancı ordu tarafından baskı altında tutuluyorsa ve kapıları açalım diye bizi kandırmaya çalışıyorsa?"

Gongyang Huai: "Bir dolu saçmalık. Onurlu bir Lord Fuma o türden şeyler yapar mı?"

Askeri görevli bunun fazla hafife alınarak söylendiğini hissetti. Soğuk bir tavırla burnundan soludu, "Fuma'ysa ne olmuş? Bir prens de öylece ayaklanmadı mı?"

Gongyang Huai: "Sen...!"

Askeri görevlinin sözleri avludaki yazınsal yetkililerin de gözünü açmıştı, bu yüzden Qi Yan için kapıları açmaya karşı olan insan sayısı gitgide arttı. Onun yerine kurtarma birliklerinin gelmesini bekleyeceklerdi.

Bilmedikleri ise şuydu ki Nangong Da başarıya ulaşmanın kıyısından dönmüştü. Oradaki kişilerin hepsinin hayatı, Qi Yan'ın kendi canını riske atması sayesinde kurtulmuştu.

Qi Yan'ın yüz ifadesi biraz soğuktu. Yanındaki imparatorluk askerleri de şimdi Qi Yan'a daha farklı bakıyordu. Eğer isimleri "aklanamazsa" daha sonra ne olacağını kimse bilemezdi.

Birkaç yazınsal yetkili de hemfikir olduğunu dile getirdi, "Kesinlikle haklı. Neden beklemeye devam etmeyelim ki? Bu kapı az çok bir bariyer oluşunu sürdürüyor, kurtları içeri alırsak ne yapacağız?"

Yedek Vekil Savaş Bakanı Qin De öne çıktı, "Ben Efendi Qi'nin karakterine güveniyorum. Gerçekten ayaklanmış olsaydı onca sıkıntıdan geçmesine ne gerek vardı? Okları direkt atamazlar mıydı?"

Birisi onu alaya aldı, "Buna inanıyor musun cidden? Peki neye dayanarak? Ne kadar saçma!"

Gongyang Huai: "Tamam, kavga etmeyi kesin! Vekil Ayin Bakanı!"

Vekil Ayin Bakanı: "Bu basit yetkili burada."

Gongyang Huai: "Duvarın üstüne bir insan merdiveni oluşturmak için birkaç hadım getir, bırakın Efendi Qin tırmanıp bir baksın. Ben içeri girip Ekselans'lardan karar vermesini isteyeceğim."

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımWhere stories live. Discover now