Bölüm 262: Bir kadın imparatorun kocasını boşaması büyük bir konu

66 19 9
                                    

Gu Rolan Yüce Kurul zindanına gireli sekiz gün olmuştu. Qi Yan beş tane beşli kümeyi bitirmişti. Gu Rolan her gün Qi Yan'ı denetliyordu. Başlangıçtaki zindanda olmaya karşı duyduğu direnç zamanla yerini alışmışlığa bırakmıştı.

Qi Yan'ın emsalsiz kimliğinden ötürü Nangong Jingnu Gu Rolan'ı da "hapse atmış"tı. Qi Yan'ın hücresinin yanına Gu Rolan için de bir oda tahsis edilmişti, gerçi oradaki standartlar Qi Yan'ın hücresindekinden çok daha iyiydi.

Gu Rolan artık İmparatorluk Eşi'nin buraya hapiste kaldığı günlerin sayısını kazıdığını doğrulamıştı.

Qi Yan nasıl bir halde olursa olsun günün belirli bir saatinde hep sürünerek yerinden kalkıyor ve duvara bir çizik atıyordu. Gu Rolan bu kişinin neden bunda bu kadar ısrarcı olduğunu çözemiyordu.

Bugüne dek Gu Rolan hâlâ Qi Yan'ın adını bilmiyordu. Qi Yan'ın ilk gözlerini açtığında kurduğu "Kimsin sen?" cümlesinden sonra aralarında hiçbir konuşma geçmemişti.

Sekiz gün geçmişti. Qi Yan her gün yerinden kalkıp ısrarla duvara çizik atıyor olmasa nefes alan bir ceset olarak tanımlanması işten bile değildi.

Anca Gu Rolan onu zorlayınca günlük öğünlerini yiyordu.

Başta Gu Rolan bu işin püf noktasını bilmiyordu. Sayısız kez sakince geri çevrilmişti. Nasıl dil dökerse döksün Qi Yan ona aldırış etmiyordu, bu da Gu Rolan'ın çok canını sıkıyordu.

Fakat dikkatli Gu Rolan bir şey fark etti: göğsüne merhem sürdüğü sırada gizemli bir şekilde iş birlikçi kesiliyordu.

Bir gün Gu Rolan'a bir anda ilham geldi. Qi Yan'a, "Doğru düzgün yememeye devam edersen öleceksin!" diye bağırdı.

Beklenmedik bir şekilde Qi Yan bunu duyunca bir an tereddüt etti. Gu Rolan'a bir bakış attı. O ölümüne durgun gözlerde bir dalgalanma olmuş gibiydi, kâseyi yanına çekti ve zarif bir şekilde yemeye başladı.

Gu Rolan Qi Yan'ın yemesini izlerken, "Ne kadar güzel görünüyor," diye düşündü.

Kalıcı bir adresi olmadığı için hayatının çoğunu seyahat ederek geçirmişti, bu yüzden haliyle çok insan görmüştü. Ama ilk defa böyle biriyle tanışıyordu.

Sanki çelişkili bir kombinasyon kusursuz bir şekilde tek vücut olmuştu, baş döndürücü ve gizemli biriydi. İnsan gözlerini alamıyordu.

O andan itibaren bu hamle her seferinde işe yaramaya başladı. Ne zaman Gu Rolan kâseyi Qi Yan'ın önüne kaldırsa ve, "Yemezsen öleceksin" dese Qi Yan onu dinliyordu. Gerçekten usluydu.

Gu Rolan her seferinde Qi Yan'ın yanına çömelip onu seyrediyordu ve dudaklarında nazik bir kıvrım oluyordu. Ama seyrettiği esnada bir sebepten kalbi acımaya başladı.

Pencerenin dışında olup biten her şeye kulak tıkayacak derecede kendini tıbbi pratiğe verdiği için suç ondaydı. Gu Rolan soylu İmparatorluk Eşi'nin neden buraya kapatıldığını ve böyle bir eziyet çektiğini bilmiyordu.

Ama Gu Rolan gözlemleri sonucu Qi Yan'ın gözlerinden ve tavırlarından açık bir biçimde yaşama isteği kalmadığını ama ölmekten çok korktuğunu çıkarmıştı...

Sanki "ölüm" bu kişinin zayıf noktası haline gelmişti. Bu noktasıyla istediğini yapabilirdi ve her seferinde de işe yaramaya devam ederdi.

Gu Rolan tüm bunların ardında ne türden bir hikayenin yattığını hakikaten çözemiyordu.

... ...

Saraylar bölgesi, Mingzhu Salonu. (Ç/N: 明珠 ming zhu - parlak inci)

Burası Yanyang Prensesi'nin kaldığı yerdi.

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımМесто, где живут истории. Откройте их для себя