Bölüm 271: Nilüfer perdeler ardında sıcak bir bahar gecesi geçirmek

115 14 35
                                    

Ç/N: Başlık Ebedi Pişmanlığın Şarkısı'ndan alıntı.

Nangong Jingnu banyo salonunda ışık yandığını görebiliyordu, fakat Qi Yan'ın orada olduğundan tamamıyla emin olmaya cesaret edemiyordu. Onu ele geçirtip geri getirtmişti ve öncesinde onunla bunu hiç tartışmamışlardı. Ya kazara yasaklı bölgenin dışına çıktıysa?

Nangong Jingnu durumu doğrulasa daha iyi olacağına karar getirdi. Ne de olsa Qi Yan şu anda "kayıp"tı, biri onu görecek olursa onca çaba boşa gitmiş olurdu.

Ama... İçeride banyo yapıyordu. Öylece içeri girmesi ya da dışarıdan seslenmesi çok uygunsuz kaçardı. Böylelikle Nangong Jingnu kapıya gelip seslere dikkat kesildi.

İçeriden su sıçrama sesleri geliyorsa endişe etmesine gerek kalmayacağını düşünüyordu.

Bu sırada Qi Yan banyosunu neredeyse bitirmişti. Daha yeni banyo havuzundan çıkmış, kıyafetlerini giymeye hazırlanıyordu ki belirsiz bir silüetin, pencerenin dibinde durduğunu fark etti. Yüreği ağzına geldi ve sertçe, "Kim var orada?" diye sordu.

Nangong Jingnu birden gerildi. Binlerce düşünce zihninde bir yumak oldu, daha yakın zamanda onu buradan gönderdiği sahneyi hatırlamıştı. Düşününce hâlâ kalbi acıyordu...

Üstelik, daha Qi Yan'ın buraya dönmeye rıza gösterip göstermediğini bilmiyordu. Kararı öylece vermişti...

Cevap gelmeyince Qi Yan daha da gerilmeye başladı. İç giysilerini çabucak üstüne geçirdi ve bir kez daha sordu, "Kim var orada?!"

Nangong Jingnu en sonunda dikizcilik yapıyor gibi bir konumda olduğunu fark etti. Yüzü kızardı ve iki adım geriledi, "Benim..." (Ç/N: Bundan sonrası resmi olmayan öz hitap)

Nangong Jingnu'nun sesini duyunca Qi Yan'ın kalbi de tekledi. İçinde hüzünlü ve sevinçli duygular hızla dalgalanıyordu, Qi Yan'ın daimi dizginlerini yok etti. Nangong Jingnu'ya söylemek istediği bir sürü şey vardı... Bu sefer, fırsatı yine ellerinden kaçırmak istemiyordu.

Nangong Jingnu bir cevap alamayınca Qi Yan'ı gücendirdiğini sandı. Sessizce iç çekti ve dedi ki, "Bilerek ol... Ben... Ben gideyim." Qi Yan'ın yatak odasına dönmeyi ve orada beklemeyi kastediyordu.

Ama Qi Yan Nangong Jingnu'nun kendi yatak odasına gittiğini sandı, bu yüzden alelacele kapıya yürüdü ve iterek açtı, "Bekle!"

Qi Yan hızla banyo salonundan çıktı ve uzun adımlarla Nangong Jingnu'ya doğru gitti. Kalbi küt küt atıyor, göğsü ise bariz bir şekilde inip kalkıyordu.

Nangong Jingnu Qi Yan'a baktı. Salık saçlarının uçlarında hâlâ su damlaları vardı ve kıyafetinin omuzlarını ıslatmıştı. Büyük bir aceleyle çıktığından ayakları çıplaktı. Gevşek yakasından göğsündeki vahşi yanık izleri ve o nahoş kırbaç izleri görünüyordu.

Nangong Jingnu: "Sen..."

Qi Yan Nangong Jingnu'nun kolunu yakaladı. Gözlerinin çevresi ısınmış gibiydi, "Daha sana söylemek istediğim bir sürü şey var, gidemezsin."

Bu cümle Nangong Jingnu'nun gözlerinin de kızarmasına neden oldu. Gözlerini aşağı eğerek yumuşak bir tonda, "Şu haline bak, ayakkabılarını bile giymemişsin," dedi.

Qi Yan: "Majesteleri..."

Nangong Jingnu: "Gitmeyeceğim. Burada seni bekleyeceğim, tamam mı?"

Qi Yan en sonunda onu bıraktı. Belki de daha az önce banyo yaptığından; normalde hastalıktan dolayı solgun olan yüzüne bir kırmızılık yayılmıştı, "Lütfen bir saniye bekle, Majesteleri."

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımWhere stories live. Discover now