Bölüm 265: Hislerin peşine düşmekteki ve aşkı korumaktaki zorluk

80 18 7
                                    

Luo'nun kuzeyi, Wulan şehri.

İmparatorun fermanı dört bir yanda duyulmuştu.

Hadım: "Göğün istemi ve imparatorun buyruğuna kulak verin: İmparatorluk Eşi Qi Yan affedilemez bir suç olan ihanet suçu işlemiştir. Ama Qi Yan'ın bir zamanlar soylu İmparatorluk Eşi olduğu hesaba katıldığından Arka Pozisyon'daki yönetmelik gereğince idam cezasına çarptırılmayacaktır. İdam cezasından muaf tutulabilir ama, yaşamanın getirdiği suçluluk duygusunu görmezden gelmek zordur. Qi Yan İmparatorluk Eşi mevkisinden azledilmiştir, liyakati sıfırlanmış ve sıradan bir insan seviyesine indirilerek bir daha salınmamak üzere Arka Saray'a atılıp ölene dek orada kalacaktır. Hepsi bu kadardı."

Jiya sakince yere diz çökerek imparatorluk fermanını uğurladı.

Hadım çıkalı daha birkaç saniye geçmişti ki Guqi Bayin geldi. Çadırın kanadını kaldırıp diğer herkesi görmezden gelerek doğruca Jiya'nın yanına gitti. Bayin'in karşısındayken, Nangong Jingnu'nun her zaman Jiya'nın peşinden gitmesi için görevlendirdiği iki saray hizmetçisini geç, Jiya bile bu dağ gibi figürün yanında minyon kalıyordu.

Guqi Bayin Çimenli Ovalar dilinde, "O Güneylilerin burada ne işi var?" diye sordu.

Jiya Bayin'in yaydığı göz dağı veren havayı hiç takmadı. Gidip çadırın içindeki yuvarlak taburenin birine oturdu ve iki tasa buharı tüten at sütü koyarken, "Önce bir otur," dedi.

Bayin Jiya'nın karşısına oturdu, fakat tastaki at üstüne dokunmadı. Gözlerini Jiya'ya dikmişti ama Jiya gülümsemekle yetindikten sonra tasını kaldırıp telaşsızca bir yudum aldı. O birkaç saniye içinde çoktan hesaplamalarını yapmıştı.

Jiya Çimenli Ovalardan gideli yıllar geçmişti. Bu zaman diliminde Anujin dinamik bir şekilde güvenilir astlar toplamıştı, bu yüzden şu anki gücü idrak edilemeyecek boyutlara ulaşmıştı. Eğer bu iki taraf bir mücadeleye girişirse kimin galip geleceği, kimin mağlup olacağı bir muammaydı. Jiya'nın asıl niyeti ise sadece oğlu için güvenli bir alan oluşturmaktı.

Kuzeyin dokuz vilayetinin Genel Valisi olduğunda oğlu da huzurlu bir yaşam sürebilecekti. Bu sebepten, Jiya Nangong Jingnu'dan güç ödünç almış olsa da babasının yaptığı hatayı tekrarlamayacak, elinde başka alternatifler olduğu sürece güneyli birlikleri bir kez daha sınıra yönlendirmeyecekti.

Ne de olsa şu anda Luo'nun kuzeyindeki nüfusun yüzde seksen ila doksanını Tuba kabilesi oluşturuyordu. Chengli kabilesi ile Weike kabilesinin ortadan kaldırıldığını söylemek yanlış olmazdı.

İmparatorluk fermanından hemen sonra Bayin'in gelişi Jiya'ya ani bir fikir vermişti. Ansızın aklında yeni bir plan belirmişti.

Jiya tasını bıraktı. Kırmızı dudakları hafifçe aralandı, akabinde Çimenli Ovalar dilinde yanıtladı, "Agula'ya bir şey olmuş. Az önceki Güneyli bir haberciydi ve bir mesaj iletti: Agula ihanet suçu işlemiş, bu yüzden İmparatorluk Eşi olmaktan azledilmiş, sıradan bir insan statüsüne indirilmiş ve ölene dek kalmak üzere Soğuk Saray'a atılmış."

Guqi Bayin'in gözleri anında fal taşı gibi açıldı ve uyguladığı güçten dolayı devasa yumrukları çıtladı, "Bana Anda'mın iyi ve güvende olduğunu söylememiş miydin?!"

Jiya aldırmaz bir havayla, "Ben başkentten ayrılırken Agula gerçekten de iyi ve güvendeydi," dedi, "Sadece birkaç ay içinde mahkum edileceği kimin aklına gelirdi?"

"Mahkum" sözcüğü Bayin'in sabrını taşıran son damla oldu. Bir ağaç kütüğünden oyulmuş masayı devirerek askeri alanda eğitim almış saray hizmetçilerini harekete geçirdi. Jiya'nın önüne geçtiler, ama... Mutlak gücün karşısında süslü teknikler etkisiz kalırdı. Bayin pek güç kullanmasına gerek kalmadan ikisini kenara itti ve adeta ışık hızıyla, kaplan pençesini andıran eliyle Jiya'nın boğazını kavradı. Jiya'yı öylece havaya kaldırdı.

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımWhere stories live. Discover now