Bölüm 273: Paramparça ailenle dünyaya nasıl söz verebilirsin ki?

63 14 4
                                    

Nangong Jingnu Nangong Sunu'nun planını duyduğunda kalbinde bir tiksinti yükseldi.

Da-jie'nin planı gerçekten de sorunu çözebilirdi ama en yüksek mevkideki kişinin zalimliğini sergilemiş olurdu. Nangong Jingnu apaçık biliyordu ki: Agula'ya böyle muamele edemezdi.

Nangong Jingnu'ya göre Agula ona denk biriydi. Ama...

Böyle bir noktaya gelinmişken onun açısından bir problem ortaya çıkmıştı. Ayrıca... Qi Yan'ın güvendiği insanlara güvenmiyordu.

Bei'an soylusunun sırra kadem basışı halkın güneyle kuzey arasındaki çıkmaz konusundaki görüşü açısından meclise büyük avantaj sağlamıştı. Gerçeğin ortaya çıkmasının sonuçları korkunç olurdu. Sifang bankası ile Luo'nun kuzeyinden çok daha büyük bir tehlike teşkil ederdi.

İmparator babası vasiyet mektuplarında açık açık belirtmişti: kendi tahta çıkışı tamamıyla kamuoyu sayesindeydi. Su tekneyi yürüttüğü gibi devirebilirdi de. Önceki hanedanın imparatoru kamuoyunun desteğini hepten kaybederken Nangong ailesi yıllarca başbakanlık yapmanın getirdiği saygınlık ve kamuoyunun desteği sayesinde tek adımla göklere çıkmıştı...

Nangong Jingnu ablasına duyduğu saygıdan dolayı teklifini oracıkta geri çevirmemeyi seçti. Ama içinden kararını çoktan vermişti: Qi Yan'ı böyle hileli yöntemlerle kandırmaktansa daha en başından bir şeyin sözünü vermemeyi tercih ederdi.

İki kız kardeş bir süre daha muhabbet etti. Nangong Sunu laf arasında Mingzhu Odası'nın da adını geçirdi; Nangong Jingnu Qi Yuxiao'yu biraz özlemeye başladığını fark etti...

Qi Yan'la sorun yaşamaya başladığından beri Mingzhu Odası'na nadiren gider olmuştu. Ayrıca garip bir atmosfer oluşmasın diye Qi Yuxiao'yu gündelik selamlamalardan muaf tutmuştu.

Nangong Jingnu Nangong Sunu'yu uğurladıktan sonra Mingzhu Odası'na gitti.

Bir hadım ona Qi Yuxiao'nun çalışma odasında yazı pratiği yaptığını bildirdi. Nangong Jingnu hadıma kendisinin geldiğini duyurmamasını söyledikten sonra tek başına Qi Yuxiao'nun çalışma odasına gitti.

Kapıyı açtığında Qi Yuxiao'yu masada bir şeyler yazarken buldu. Sesi duyduğu halde başını kaldırmamıştı. "Ne oldu?"

Nangong Jingnu Qi Yuxiao'nun tepkisinden bir tuhaflık sezdi. Saraylar bölgesindeki kurallar gereğince efendinin çalışma odasıyla yatak odası giriş kısıtlaması olan yerlerdi. Saray hizmetkarları bildiri yapmadan giremezdi. Ama Qi Yuxiao'nun verdiği tepkiye bakılırsa... yabancı insanların "destursuz girmesine" alıştığı belliydi. Noktaları birleştiren Nangong Jingnu bundan Mingzhu Odası'ndaki saray hizmetkarlarının pek terbiyeli olmadığı çıkarımını yaptı...

Bu efendinin yaşından tamamen bağımsız bir olaydı. Weiyang Sarayı'na taşındığında Nangong Jingnu da epey küçüktü ama başına hiç böyle bir şey gelmemişti. Demişken, o hizmetkarlar sonuçta Yanyang Prensesi'nin soyadının Qi olduğunu ve babasının Kadın İmparator tarafından terk edildiğini düşünmüş olmalılardı. Babasının hayatta olup olmadığı belirsiz olduğu için efendilerine zorbalık etmeye başlamışlardı.

Nangong Jingnu gözlerini kıstı: Ama onu evlatlıktan reddetmek aklımın ucundan bile geçmemişti.

İçeri giren kişiden cevap gelmeyince Qi Yuxiao o hanzı'nın son çizgisini de çektikten sonra başını kaldırdı. Gelenin kapıda dikilmekte olan İmparator annesi olduğunu görünce anında fırçasını bıraktı ve masanın etrafından dolanıp yere diz çöktü, "Bu kızınız İmparator annemi selamlıyor."

Nangong Jingnu biraz şaşırmıştı. Yuxiao eskiden onu gördüğünde diz çökerek selamlamazdı. Bazen korkmuş gözükse de sadece biraz çekingen olurdu, asla diz çöküp eğilmezdi. Hep bir saray hizmetçisinin ona eğilerek selamlamayı hatırlatması gerekirdi.

Clear and Muddy Loss of Love [GL] - II. KısımWhere stories live. Discover now