Berdel 2

174K 5.6K 573
                                    

"Yarın akşam hazır olun. Kızınızı istemeye geleceğim!"

Kızınızı istemeye geleceğim...

Kızınızı istemeye geleceğim...

Kızınızı istemeye geleceğim...

Ne kadar da kolaydı birini hayatına almak. Hem de hiç söz dahi verilmeden, öylece fütursuzca!

Hüküm kıldan inceydi...

Ataların sözleri her şeyden önce gelirdi...

Ve bazen hüküm ölümü ölümle yenerdi...

"Hayır" diye fısıldadı Berika. Olamazdı bu!

Bu adamın, bu celladın kurbanı olamazdı! Sözü kurşundu bu adamın! Bakışı ateşti! Nefesi hârdı! Bu adamın karısı olamazdı! Bile bile cehenneme gelin etmekti bu onu!

"Hayır!" Dedi tekrar gözlerinden yaşlar boşalırken. Dizinde derman kalmadı ve olduğu yere çöktü. Çenesi titrerken celladıyla göz göze geldi. Bu adam siniriyle nam salmıştı memlekette. Onu perişan ederdi! Yutkundu gözlerine baktığında ve başını sağa sola salladı olmaz diyerek.

Yiğit gözlerini kızdan çekmezken sinirle nefesini verdi.

"Hüküm bellidir, ayan edin!" Silahını beline yerleştirip hızlı adımlarla konaktan ayrıldı. Bakmaya kıyamadıği kardeşi için evlenecekti. Eli varmazdı diğer hükme. Feda etti bu yüzden. Hem kendini hem de o güzeller güzeli kara gözlü kızı...

Davud Ağa, oğlu Miraç için bir hayli mesud oldu. Feda edemezdi oğlunu ölüme. Oğlu onun her şeyiydi. Berika gözünden yaş akarken konuştu. Evlenemezdi o adamla...

"Evlenmeyeceğim onunla!" Diye fısıldadı ve babasına bakışlarını çevirdi. Mutluydu oysa babası, son bir umuttu onun ki ancak biliyordu umut etmek ona göre değildi. Tekrarladı cümlesini genç kız bakışlarını babasından ayırmayarak.

"Evlenmeyeceğim onunla!"

Babası onu duyuyordu ancak cevap vermedi. Söz hakkı tanımıyordu kızına. Oğlu yaşayacaktı ve kızını Yiğit ile de evlendirecekti.

"Hazırlıklara başlayın. Yarın isteme olacak. " Kızına yüzünü çevirmedi. Bu cevap onun için yeterliydi. Aksini iddia edemezdi artık. Bastonunu sıkıca tutarak birkaç adım attı Davud Ağa. Kızının önünden geçerken bakışlarını ona değdirmeden tekrar konuştu.

" Bir daha bu evliliğin aksini iddia etmeyeceksin. Kalk ve odana geç!" Sesi sertti. Ve adımlarını devam ettirdi.

Kardeşini yerden kaldırdı Fırat. Göz bebeğiydi Berika onun ancak elinden birşey gelmiyordu Miraç yüzünden. Evliliğe de karşı gelse bir kardeşi mezara girecekti. Bu ikilemin içerisinde mahfolacaktı genç adam. Karısı kardeşinin koluna girince Miraç'ın yanına ilerledi ve ona da destek olarak ayağa kaldırdı. Kardeşini hastaneye götürmek için adımladı bu sefer...

Yengesi tarafından odasına getirilmişti Berika. Babası yine onu hiç saymıştı. Yine dinlememisti onu ve bu sefer Fırat Ağabeyi de ona destek çıkmamıştı. Hepsi Miraç'ın yaşaması için onu cehenneme atmıştı. Bunu asla unutamayacaktı. Yatağında biraz daha büzüştü ve burnunu çekti yine ağlamaktan...

Saat gece yarısına yaklaşıyordu, Berika ise ağlamaktan harap düşmüştü. Evlenmek istemiyordu o adamla! Merdivenden gelen ses üzerine kulak kabarttı ve yerinde doğruldu. Bu ses Miraç'a aitti ve duyduğu kadarıyla da gülüyordu. Yüzsüz diye söylendi. Yerine tam uzanıyordu ki ağabeyinin kahkahasıyla sinirden gözlerini kapattı, aniden yerinden kalktı hızlıca.

Onun yüzünden ne hale düşmüştü ve ağabeyi fütursuzca gülecek miydi! Hep onu babası şımartmıştı. Ona bir kere bile gülmeyen babası. Kapıyı açıp seslice çarptı ve hızla ağabeyinin nerede olduğuna baktı. Tahmin ettiği gibi tam da merdivenlerin başındaydı. Ayağı sarılıydı kurşun yüzünden de.

BERDELWhere stories live. Discover now