BÖLÜM-36

86.1K 3.6K 180
                                    

-" Sevim Marşah.
3  Kasım1997 doğum tarihi
Mersin doğumlu.
Mahsun'un ikinci annesinden kardeşi.
Hastalığı ise "dediğinde Sıraç sözünü keserek

-"Nerede saklandıklarını buldun mu?" Diye sorduğunda Azad başını sallayarak

-"Evet ağam buldum." Diye yanıtladı. Sıraç aldığı cevap karşısında gülümseyerek

-"Adamlara söyle her an hazırlıklı olsunlar. Düşmana saldırma zamanı geldi...

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Yiğit Ağa banyodaki işini bitirerek havluyu beline sardı ve kapının kulpunu kavrayıp açtıktan sonra odasına girdi. Bir yandan başını havluyla siliyordu bir yandan da gözleri odayı tarıyordu. Karısını odada göremeyince derince nefesini verdi ve dolaplara yöneldi.

Daha yeni yaşadığı şey de neydi! Karısı ondan intikamın daniskasını almış gibiydi farkında olmadan. Ah bir daha böyle birsey yaşamak istemiyordu Yiğit.  Yoksa gerçekten kendini kaybedebilirdi.

Pantolonunu giydikten sonra mavi gömleğini giydi Yiğit ve saatini taktı koluna. Komodinin üzerinden evlilik yüzüğünü alıp parmağına takarken aklına nişanlandığı gün geldi.

Berika'nın hareketlerine, bakışına ve sesine bile kin duyuyordu o zaman. Hatta onu duvara sıkıştırdığında korkuyla kekelemesine bile sinir olmuştu. Güzelliğinden bile nefret etmişti Yiğit Ağa. O zamanlar nefret ettiği karısına yapmadığı kalmazken, şimdi de onun affetmesi için yapmadığını bırakmıyordu.

Büyük lokma ye ama büyük söz söyleme atasözünün anlamını yaşıyordu Yiğit Ağa.

Yüzüğünü taktıktan sonra  kumaş ceketini giyerek adımlarını kapıya yöneltti.  Şirkete uğrasa fena olmayacaktı ama önce karısına bakmak şartıyla. Akşam akşam gitmese de olurdu şirkete. Bugunu kendine ve karısına ayırmıştı.

Berika kocasını o halde bıraktığına ve etkisinin bu denli olduğuna inanamıyordu. Kocasının birde o yüzünün hali...

Berika mutfağa girerken içten bir kahkaha attı elinde olmadan. Kocasından intikamını alıyordu ve kocasının bu hali hoşuna da gitmişti.  Ah Berika bunu aklının köşesine yazmayı unutmadı.

Rojda kahkaha atan yengesine bakıp

-"Allah her daim güldürsün yenge. Ne oldu neye böyle gülüyorsun?" Diye sordu yüzündeki gülümseme eşliğinde. Yengesine gülümsemek ne kadar da yakışıyordu. Bugune kadar hep üzgün görüyordu ve şuan böyle görmesine bırazcık şaşırmıştı.

Berika görümcesinin sorusu üzerine tekrar bir kahkaha patlattı elinde olmadan. Kocasını gerçekten alt etmişti. 

-"Şey Yiğit'i biraz kızdırmış olabilirim." Dediğinde kocaman gülümsemesiyle baktı Rojda'ya.

-" Yiğit Ağabeyimi kızdırdın ."diyen Rojda'nın ağzı açık kalmıştı.  Yengesi ağabeyini kızdırmıştı ve Yiğit hala yanına gelmemişti. Rojda yengesine bakıp

-" O zaman  yenge ağabeyimin gelip seni haşlaması an meselesidir. Sen git Yade'nin yanına. Onun yanında sana birşey yapamaz." Diye korkuyla söylendi.  Ağabeyi psikopatın önünde gideniydi ve ondan olmadığı kadar tırsıyordu genç kız.

-"Hiçbir şey yapamaz bize. Bebeğim karnımda olsa bile beni koruyor ve ben hala onu affetmedim." Dediğinde eli karnına gitti.  Ve yavaşça ovalamaya başladı gülümseme eşliğinde. Rojda yengesine bakıp

-"Helal olsun yengem. Ağabeyim çektir biraz ki yaptıklarını ödesin." Diye yengesini destekledi elini havluyla silerken.

-"Tabiki de görecek o. Hem yapılacak birşey var mı?  Yardım edeyim." Diye sordu Berika. Vakit öğleni çoktan geçmişti.

BERDELTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon