Berdel-7

138K 5K 353
                                    

  Kara gözlerden gözlerini alamazken iradesizliğine son vererek dudaklarını ayırdı karısından. Ona ilk gece dışında dokunmama kararı almıştı genç adam. Ama daha ilk günden bunu çiğnemeyi başarıyordu. Çatılı olan kaşları daha da çatıldı ve diliyle dudağını emdi. Bu kadına daha fazla yaklaşmayacaktı. Hem nefret ediyordu ki ondan! Birkaç adım uzaklaşarak işaret parmağını ona uzatarak sessizce sinirle konuştu.

"Yanımda da ,yöremde de bulunmayasın. Senin sesini dahi duymak istemiyorum. " Nefesi sıklaştı sinirden. Elini geri çekip odada adımladı. Öpmeyecekti, dokunmayacaktı ona! Az önce karısına karşı sarf ettiği sözler de neydi! Kardeşi ve Miraç yüzünden düştüğü hale lanet etti. İradesizliğine lanet etti.  Saçlarını çekiştirirken sinirle bağırdı!

"Defol git! Gözüm görmesin seni!"

Yerinde sıçradı Berika. Bu tepkiyi beklemediği aşikardı. Boğazındaki yumru artarken dudağını dişledi ve başını yere eğdi. Bunu asla hak etmemişti! Böyle bir adamla evlenmeyi, hor görülmeyi, yaşadıklarını asla hak etmemişti.

Hızlı adımlarla odadan çıktı. Balkondaki sedire ilerledi ruhsuz bir şekilde. Kasıklarındaki ağrı yerini belli ederken gözünden bir damla yaş aktı. Madem böyle davranacaktı , niye dün gece iyi davranmıştı ona. Neden saçma düşüncelere yol açtırtmıstı genç kızda. Sinirlenemedi bile, kocası için sinirlenmeye de hakkı yoktu. Tıpkı evliliği seçmeye hakkı olmadığı gibi...

Sabah kocasının konuşması doldurdu kulağını. Onun ailesiyle ilişkisini de koparttırmak istiyordu. Karısı mıydı yoksa kölesi mi! Gözlerini Mardin'in semasından alamadı genç kadın. Akşam olmuştu ve kalbi kanamaya devam ediyordu. Tam ailesinin zulmünden kurtuldum derken kocası ona zulme başlamıştı. Baba evinde hayr görmezken koca evinden de bunu beklemiyordu. Derin nefes çekti içine. Ne yapacağını bilmiyordu genç kadın...

Kaynanasının mutfaktan gelen sesi üzerine yerinden kalktı ve merdivenleri adımladı. Akşam yemeği için yardım etmeliydi...

***

Her sabah erken kalkıp tandırda ekmek pişirip enfes kahvaltılar hazırlıyordu Berika. Kendisini evin işine vermişti, yoksa yaşamayacaktı bu hayatta farkındaydı.  Dilinde türküsüyle birlikte son ekmeği de tandırdan çıkardı ve kolunun tersiyle alnını sildi. Sabah ezanından önce uyanmış ve hamuru yoğurarak tandıra odunları atmıştı. Tandır ekmeğini bir ayrı seviyordu. Hele ki üzerine tereyağ sürdüğünde sıcak sıcak yerken...

Karnından gelen guruldamayla hafif tebessüm etti. Çok bile dayanmıştı karnı .
Başındaki örtüyü düzelterek ayağa kalktı ve ekmekleri almadan önce üzerini silkeledi. Ekmekleri de aldığında mutfağa ilerledi. Sabah yediydi tahminince, şafak aydınlanalı bir saat olmuştu çünkü. Mutfağın kapısını açıp içeri girdi , ardından dolaptan soğuk su çıkardı. Çok susamıştı ve kana kana içecekti. Bardağa su doldurup sandalyeye oturdu. Birkaç yudum aldı, nefeslendi genç kadın.

İki haftadır ruhen yorulmuştu , bedenen değildi. İki hafta boyunca kocası onunla hiç konuşmamış, sadece odada yer yatağı yaparak uyumuş ve ihtiyaçlarını karşılamıştı. Ona gözünün ucuyla bile bakmıyordu Berika. Gece ondan sonra odasına giriyor ve sabah erkenden kalkıp gidiyordu kocası. Ne bir kahvaltı ne de akşam yemeğine katılıyordu. Karısını görmezden geliyordu , anlayabiliyordu Berika. O da kocasının hareketlerine uyum sağlamıştı hatta. O olduğunda odasına girmiyordu. Öğlen üzerine değiştirmeye geldiği saatlerde odanın önünden dahi geçmiyordu. Yiğit'in dediğini yapıyordu , gölgesini bile görmesine izin vermiyordu genç kadın.
Gece kocası geldiğinde bazen uyumuş oluyor bazen de uyuyor numarası yapıyordu. Alışmıştı artık Berika, hor görülmeye ve yok sayılmaya...

BERDELWhere stories live. Discover now