BERDEL-16

132K 4.8K 344
                                    

-"Düşmanımın koynuna girerken nikahım vardı merak etme. Ben fahişe değilim. Sende beni istemeseydin koynunu bırak konağına almazdın." diyerek ayrıldı mutfaktan. Daha sonra ise evin kapısından çıkıp ilerlemeye başladı. Her attığı adım onu ölüme sürüklüyordu.

Gözündeki yaşlar eşliğinde yürüdü. Nereye gideceğini bilmeden yürüdü. Hayattan soyutlanarak yürüdü...

♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣

Çaresizlik miydi insanı kendinden alan yoksa ümitsizlik miydi?

Hayat mıydı bize kötülükleri yaşatan yoksa biz mi kötülükleri yaşatırdık kendimize , çevremize ?

Yağmur hafif hafif yağarken sonbaharın o güzel kokusu da etrafı sarmıştı. Sararmış yaprakların dalından düşmesi kartpostallık bir görünüm sunuyordu.

Berika gözlerindeki yaşları kolunun kenarıyla silerken bir yandan da nereye gittiğini bilmiyordu. Evden bilinçli bir şekilde çıksa da şuan bilinçli olmadığı aşikardı.

Evden çıkması üzerinden yaklaşık on, on beş dakika geçmişti. Ne yapacağını, nereye gideceğini bilmiyordu attığı adımlar eşliğinde. Tek bir bildiği vardı. O da Yiğit ten nefret ettiğiydi ve onu asla affedemeyeceğiydi.

Yiğit evi terkeden karısının üzerine yerinde hareketsiz kaldı. Yiğit'in izni olmadan bu evden dışarı nasıl adım atabilirdi ki ! Hemde onun karısı olarak. Yiğit'in Karısı olarak ! Sinirle elini saçlarının arasından geçirerek hızla kapıya yöneldi.

Hışımla evden çıkıp kapıyı çarparken etrafa bakınmaya başladı. Berika yeni çıkmıştı evden ne çabuk da gözden kaybolmuştu lanet olası karısı !

Ateş saçan gözleriyle etrafı tarayordu ama yoktu karısı.

-"Berikaaaaaaaaa" diye bariton sesiyle bağırdı Yiğit Ağa. Nereye gitmişti karısı. Üstelik yavaş yavaş da yağmur hızlanmaya başlıyordu.

Berika duyduğu ses üzerine irkilmeden edemedi. Yerinde durduğunda hiç unutamadığı sesi tekrar duymuştu. Bu sefer Yiğit'e teslim olmayacaktı. Onu her zaman aşağılayan bir kocaya boyun eğip onu dinlemeyecekti. Sonu ölüm olsa bile.

Bu sefer Berika koşmaya başladı. Kocası denen illetle ne konuşmak ne de onu görmek istemiyordu. Bu yüzden nereye gideceğini bilmeden koşuyordu Kocasına yakalanmamayı ümit ederek.

Tek başına asi karısını bulamazdı bu izbe arazide o yüzden telefonu cebinden çıkartıp Sıraç'ı aradı. Telefonu kulağına götürdüğünde kapalı olduğunu anlaması uzun sürmedi.

Sinirle kapatıp bu sefer Mirzan'ı aradı. Telefonu elinden düşürmeyen Mirzan da hemen cevap vermişti ağabeyine.

-"Ağabey ha- " cümlesinin devamına izin vermeyen Yiğit hemen konuştu.

-"Mirzan ne işin varsa hemen bırak birkaç adamı da al dağ evine gel acil" diye konuştu Yiğit. Karısı bu yağmurda evden giderek tam bir aptallık yapmıştı. Allah bilir şuan nasıl da ıslanmıştır !

-"Ne oldu ağabey kötü bir durum mu var yoksa?" Diye endişeyle sordu. Zira kan davalıları Mahsun ortaya çıkmışsa büyük bir çatışma çıkardı aşiretlerin arasında.

-"Yengen olacak şahsiyetle kavga ettim daha yeni. Vurdu kapıyı çıktı gitti bulamıyorum şuan. Hadi çabuk ol sende lan" diyerek bir yandan da etrafa bakarak ilerliyordu Yiğit Ağa.

Mirzan tuttuğu nefesini verdiğinde bir yandan da ceketini giyiyordu." Vay yengem evi terk ettiğine göre baya cesaretlenmiş" diye düşündü Mirzan.

BERDELTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang