Berika salatayı bitiresiye kadar yemişti. Yiğit ise yemeğini bitirmiş karısını izliyordu. Karısının diliyle ağzını yalamasıyla biran o dudaklara yapışmak istedi. Berika biraz daha yaparsa yapacağı malumdu.
-"Kes şunu " diyen kocasının kısık sesini duymamış ve dudaklarını yalamaya devam etmişti. Hızla yerinden kalkan Yiğit salisesinde kendini karısının dudaklarına mühürlemişti.
♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣
Berika dudaklarının üzerindeki baskıyla şok olmuştu. Kocası karşısında oturuyorken ne ara yanına ulaşıp dudaklarına kapanmıştı bilmiyordu.
Berika da Yiğit de günden güne birbirine karşı değişiyorlardı ama farkında değillerdi.
Yiğit zorlukla karısından ayrılıp elini ensesine götürüp kaşıdı sırtını karısına dönerek. Neden hep karısını gördüğünde değişik duygular içerisine giriyordu bilmiyordu ama hoşuna da gidiyordu. Berika ise beyaz örtüsünü düzeltip utanarak
-"Şey ben bulaşıkları yıkayım. Istediğin bir şey var mı?" Diyerek kocasının sırtına dikti gözlerini. Beyaz gömleği bedenine yapışmış Berika'ya göz ziyafeti veriyordu. Ne kadar şanslıydı Berika böyle yakışıklı olduğu için. Bu durum Yiğit için de geçerliydi ve genç adam bunun farkındaydı.
Yiğit karısının sorusuna her ne kadar seni istiyorum demek istese de dememiş ve boğazını temizleyerek karısına dönmüştü. Karısına baktığı an Berika'nın gözlerinde hayran olan ifadeyi görmüştü ve bıyık altından gülüyordu karısına belli ettirmeyerek.
-"Işin bittikten sonra dolaba koyduğum çerezleri, cipsleri getir salona. " diyerek son kez karısına bakarak mutfaktan çıktı.
Yiğit'in mutfaktan çıkması üzerine Berika da tabakları toplayarak bulaşıkları yıkamaya başlamıştı.
Yiğit birkaç gün dağevinde kalarak kafayı dinlemek istiyordu ama Yadesi tekrar Berika'yı gönderir niyetine onu da getirmişti. Aslında buraya karısıyla hemen beraber gelmeyi planlamamıştı .
Adımlarını koltuğa yönelten Yiğit bu birkaç günü karısıyla iyi geçirmeyi diledi. O da her çift gibi şakalaşmak, karısını hep utandırmak istese de Miraç'ın bacısı olması onu bu düşünceden itiyordu.
Eline telefonunu alan Yiğit karısıyla beraber film izlemek için güzel bir film var mı diye internetten bakacakken hemen kardeşi Mirzan aklına gelip onu arayarak telefonu kulağına dayadı.
Boşuna Mirzan film kütüphanesi yapmamıştı. Millet kitap koyarken kütüphanesine Mirzan da izlediği filmi koyardı kütüphanesine. Ne değişik bir kardeşi var dı Yiğit'in? Hoş Yiğit te sadistleri aratmıyordu ya neyse.
Ilk çalışta telefonu açan Mirzan hemen cevap vermişti ağabeyine.
-"Vay vay vay Yiğit Ağam beni arar mıydın sen? Yoksa yengemle balayında değil misin ağabey " diyen Mirzan ağabeyini sinir etmeyi çok seviyordu. Her ne kadar ağabeyinin öfkesine maruz kalsa da.
-"Kes lan zevzekliği. Bildiğin güzel film var mı onu söyle diyecektim" diyen Yiğit eliyle alnını ovaladı.
-"Izlediğin kişiye bağlı ağabey. Kimle izleyecen" diye sordu Mirzan. Aslında biliyordu ağabeyinin karısıyla izleyeceğini ama yine de emin olmak istediği vereceği cevaptan.
-"Sence kimle izleyecem aklı kıt olan kardeşim. Yengenle izleyecem hadi bildiğin var mı söyle iki saat zırvalamalarını dinleyemicem." Diye cevapladı Yiğit. Kardeşi her ne kadar onu sinir etse de seviyordu hiç olmadığı kadar.
-"Tamam ağabey ben sana mesaj olarak atayım bir tane var aklımda ama adını unuttum" diye sinsice gülüyordu Mirzan. Yine eşekliğini konuşturacak ve ağabeyinden kaçacaktı her gün.
YOU ARE READING
BERDEL
General Fiction-"Benden bir şans istemiştin değil mi Yiğit!" Diye sordu. Bir yandan gözlerindeki yaşları silerken. Yiğit başını evet anlamında salladı ama birşey anlamamıştı. -"O zaman Yiğit Ağa isminin hakkını ver . Sana bebeğimiz için bir fırsat sunuyorum. Ne ya...
