BÖLÜM-28

116K 4.3K 442
                                    

@senembelinay adli kisiye ithafen

-" Keşke baban beni dinleseydi. Oysa ben onun yaptığı yemekten değil kokusundan rahatsız olduğumu söyleyecektim." Dediğinde tekrar hıçkırıklarını serbest bıraktı. Boşu boşuna kavga etmişti kocası onunla. Hemde sebep sayılmayacak birşeyden.

Yiğit ise karısının dedikleri üzerine kaskatı kaldı. Ne yani boşu boşuna mı üzmüştü karısını. Boş bir sebepten. Hem o sinirle de aklına gelmemişti böyle birşey. Yaptığı şey üzerine pişman olmuştu. Bu düşünceler içerisindeyken gözünden bir damla yaş akmıştı Yiğit Ağa'nın...

♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣

Yiğit'in ikinci defa gözünden yaş akıyordu. Ilki kardeşi öldüğünde ağlamıştı. Hemde hiç olmadığı kadar ağlamıştı. Ve ağlamasını kimseden de gizleme girişiminde bulunmamıştı. Kardeşi ölmüştü onun. Ciğeri parçalanmıştı ve hayattan soyutlanmıştı. Zaten o günden sonra da buzdan duvarlarını örmüştü ya.

Gözünden akan yaşı hırsla sildi. Karısını yanlış anlamıştı işte. Ve onun gönlünü alacaktı. Gerek ettiği hakaretlerden gerekse attığı tokattan. Üstelik karısı hamileydi! Kendini nasıl kaybetmişti aklı almıyordu hala.

Açık kapıdan içeri girdi ve yavaşça kapattı. Karısını korkutmak istemiyordu. Adımlarını karısının yanına yönlendirdiğinde bir yandan da ceketini çıkartıyordu.

Berika kapının kapanması üzerine gözlerini sildi hemen. Kapı açık mıydı! Genç kadın farkında bile değildi. Ayak sesleri geldiğinde kocasının geldiğini anlamıştı ama kafasını bir kere olsun onun tarafına çevirmedi. Sadece pencereden dışarıya bakıyordu. Kocası olacak adamın yüzünü bile görmek istemiyordu artık.

Yiğit karısının ona bakmaması üzerine yavaşça eğildi. Karısıyla aynı hizaya gelesiye kadar. Örtüsünün başında olmaması üzerine saçları omuzlarına dökülmüştü ve şuan melekleri andırıyordu. Ne kadar güzel karısı vardı. Elini kaldırıp o saçları okşamak istedi biran. Ama karısının buna izin vermeyeceğini adı gibi biliyordu. Elini sıkarak yavaşça indirdi. Karısının yandan profilini görüyordu sadece.

-"Berika" diye şuh sesiyle konuştu. Ama karısı ona bakmamıştı bile. Biliyordu bunları hakettiğini. O yüzden sakin davranacaktı. Derin nefes alıp verdikten sonra elini Berika'nın çenesine koyup kendine çevirse de Berika hızla elinden kurtulmuştu. En son kocasının ona dokunması tokat atarak olmuştu. Ve şimdi kocası onunla hiçbir temasta bulunmayacaktı. Çatılmış kaşları ve kızarmış olan gözlerini kocasına dikip hızla ayağa kalktı. Işaret parmağını kocasına doğru sallayarak

-"Sakın bir daha bana dokunma Yiğit Ağa !" Diye tısladı. Iki üç saat öncesinde yapmış olduğu konuşmayı unutmuş değildi.

-"Berika bak beni dinle." Diye sakin bir tavırla konuştu Yiğit ayağa kalkarak. Berika'ya doğru bir adım attığında karısı ise ona karşı iki üç adım geriye doğru adım atmıştı. Berika histerik kahkaha atıp başını sağa sola doğru salladı.

-"Sen beni dinledin mi ! Hayır dinlemedin ve ben neden seni dinleyeyim !" diye konuştu. Artık bu yaşadıklarının hesabını soracaktı.

Yiğit elini hırsla saçlarının arasından geçirerek sabır diye mırıldandı. Bu gidişle sakin kalamayacak gibiydi.

-" Berika bak-" dediğinde Berika Yiğit'in cümlesini bölmüştü.

-" Yeter artık. Sesini duymak istemiyorum anladın mı! Hani ben senden tiksiniyorum sende benden nefret ediyorsun ya! " diye bağırdı Berika. Bu kadın galiba yürek yemişti. Yiğit'e bağırıyordu artık. Ve bundan bir gram bile pişman değildi. Artık içindekileri boşaltacaktı. Boğazına kadar gelmişti ve patlama zamanını yaşıyordu.

BERDELWhere stories live. Discover now