BERDEL-21

118K 4.7K 335
                                    

Doktorlar şok vermeye son verip başlarını olumsuz anlamda salladılar. Berika kocasının bembeyaz yüzüne bakıp

-"Beni bırakamazsın Yiğit. Seni yeni bulmuşken bırakamazsın" diye fısıldadı karşısında cansız yatan kocasına bakarak...

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Paramparça bir kalp, ezilmiş bir ruh ve iki cansız beden. Ortalıkta matem havası hakimdi. Ne bir sözcük çıkıyordu dudaklardan ne de dil işlevini görüyordu. Saniyeler bu kadar iki yüzlü olmak zorunda mıydı! Iki saniye önce nefes alan bedenden şuan eser yoktu.

Berika kocasının kalbinin durması üzerine bir çığlık koptu boğazından

-"Hayırrrr" diye. Kocası ölemezdi, ölmemeliydi. Onu bırakıp gitmemeliydi. Taze gelinini bırakıp gidemezdi değil mi?

Berika ellerini yumruk yaparak yoğun bakımla arasında olan cam bölmeye vurdu güçsüzce. Bir kez daha. Bir kez daha. Ve bir kez daha...

Attığı çığlıklar eşlinde vuruyordu cama gözyaşları çeşme misali akarken.

-"Yiğit beni bırakamazsın. Yiğit beni bırakma, gitme Yiğit" diye bağırışıyla tüm hastaneyi ayağa kaldırmıştı Berika. Doktorlar tekrar elektro şok verirken Yiğit hayata tutunamıyordu hala. Bu adam güçlü değil miydi! Sert çehresiyle bile korkutan adam buna karşı güçlü değil miydi! Daha baba olamadan gidecek miydi! Daha yeni Berika'ya kocalık yapmadan mı gidecekti! Daha o Berika'yı utandıracak ve onu sinir edecekti değil mi! Yiğit Şahsüvaroğlu karısını bırakmayacaktı değil mi!

Berika hemen yoğun bakımın kapısına ulaşıp içeri girdi. Yiğit'e baktığında hala kalbi atmıyordu. Sinirle gözlerini doktorlara çevirip

-"Kurtarın Yiğit'i. Ne diye duruyorsunuz! Kocamı kurtarın!" Diye bağırdı Berika. Aklını kaçırmazsa iyiydi genç kadın. Hayatında hiç böyle acı yaşadığını hatırlamıyordu. Ne büyük acıydı bu!

-"Hanımefendi elimizden geleni yaptık. Başka yapacak birşeyimiz yok. Başınız sağolsun" dedi doktor üzgünce. Olamazdı bu. Yiğit ölemezdi ve ölmeyecekti.

-"Doktor son kez daha deneyin nolur. Yiğit beni bırakmaz. Gitmez o bensiz. " diye baktı doktora. Yiğit ondan gidemezdi değil mi? Doktorun hareketsiz kalması üzerine Berika Yiğit'in yanına ilerledi şişmiş gözleriyle. Yüzüne baktığında solmuş olduğunu farketti. Ölüm Yiğit'e hiç yakışmıyordu. Hemde hiç.

Eliyle Yiğit'in yüzüne dokundu. Buz gibiydi teni. Her daim çatık olan kaşları bu sefer düz bir çizgi biçimindeydi. Elini hafif çıkmış olan sakallarında gezdirdi kocasının. Eline batsa da rahatsız olmuyordu. Biçimli dudaklarına dokundu bu sefer Berika. Yavaşça eğilip yanağına bir öpücük bıraktı. O sırada yanağından damlayan gözyaşı kocasının dudağına düşmüştü bile. Alnını Yiğit'in alnına yaslayıp gözlerini kapattı.

-"Beni niye bıraktın Yiğit. Kanadımı niye kırdın. Bensiz niye gittin" diye konuştu pürüzlü sesiyle.

-"Daha erken değil mi beni bırakmak için Yiğit! Beni sensiz bırakamazsın Yiğit!" Diye bağırdı bu sefer alnını kocasının alnından kaldırarak.

Buğulanan gözlerini hırsla sildi. Ellerini Yiğit'in göğsüne koyarak sarsmaya başladı bilinçsizce.

-"Kalk Yiğit kalk. Kalk da bana bunların bir oyun olduğunu söyle. Benim için kalk Yiğit. Benim için bir kez birşey yap. Bana yine ne dersen de ama kalk şu yerden. Kalk dayanamıyorum. Kalk lanet olası adam kalk!" Diyerek bu sefer kalbine yumruk atıyordu. Canı yanıyordu hem de hiç olmadığı kadar. Kalbi sanki bir avucun içinde ve biri tarafından sıkılıyor gibiydi.

BERDELМесто, где живут истории. Откройте их для себя