BÖLÜM-31

102K 4.1K 243
                                    

@MahsumKaymaz adli kisiye ithafen..

-"Yiğit doğurmuyorum burada ben. Otur şurda. Kavga etme lütfen zaten iyi değilim." Diye konuştu Berika halsizce. Yiğit karısının iyi olmadığını bildiğinden

-"Tamam Berikam.Bekle ama." Dediğinde tekrar gövdesini camdan sarkıtıp

-"Şahsüvaroğlu konağına gel lan!" Diye bağırdı. Işaret parmağını sallarken. Adam konağın ismini duyunca tırsmaya başlamıştı.

Berika ise kocasının bu hallerine alışık olmadığından gülümsemeden edemedi.

Acaba doğum yaptığı gün nasıl olacaktı?

♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣

Yiğit yerine oturup emniyet kemerini takmadan arabayı çalıştırdı. Şükür yol açılmıştı artık! Karısını ilk kontrolüne götürüyordu ve trafik birbirine karışmıştı. Cidden olacak gibi değildi. Yola koyulurken karısına yan bir bakış atıp

-"Çavreşamın iyisin değil mi?" Diye sordu. Karısının canı onunkinden daha önemliydi.

-"Iyiyim Yiğit. " diye cevapladı kocasını esneme eşliğinde. Gece geç uyuduğundan uykusu vardı hala. Yiğit onu şimdi bıraksa ne güzel uyurdu.

-"Iyi o zaman. Hastaneden sonra kahvaltı yaparız. Uygun mu sana yoksa aç mısın şimdi mi yiyelim?" diye sordu karısına. Berika başını hayır anlamında sallayıp

-"Hayır sonra yaparız kahvaltıyı." Diye cevapladı. Eli karnına giderken hafifçe gülümsedi. Anne olacaktı o. Bir bebeği olacaktı. Kız ya da erkek farketmezdi onun için ama en çok kız olmasını istiyordu Berika. Gözleri Yiğit'in gözleri gibi olmasını çok istiyordu. Kocasına benzeyen bir kız çocuğu nasıl olabilirdi çok merak ediyordu.

Yiğit karısına baktığında elinin karnında olması ve gülümsemesi onun da dudaklarının kıvrılmasına neden olmuştu. Sol eli direksiyonu kavrarken sağ elini de karısının karnına koyup yavaşça okşamaya başladı bir yola bir de karısının karnına bakarken.

-"Babacığım seni ilk defa göreceğiz birazdan " diye konuştu. Heyecanı sesinden bile belli oluyordu. Ilk defa baba oluyordu Yiğit. Ve bu his o kadar güzeldi ki anlatılamazdı. Bu his için nice kalemler ele alınıp kağıda dökülmek istense de bu yaşanılan hissi veremezdi.

Berika kocasının elini karnının üzerinde hissetmesiyle içi titredi sanki. Ve o "babacığım" diyişi... Berika'yı sabahtan kendinden almaya yetmiş artmıştı bile. Yiğit o kelimeyi o kadar içtenliğiyle söylemişti ki Berika'nın gözlerinin buğulanmasına neden olmuştu.

Aklına kendi babası geldiğinde kalbinin üzerine bir ağırlık çökmüştü sanki. Kalbi bir avucun içinde sıkılıyordu adeta. Babasının ona karşı hareketleri geldi aklına. Ona bir kere bile kızım demeyişi, bir kere bile başını okşamayışı, hasta olduğunda babasının değilde ağabeyi Fırat'ın onu hastaneye götürüşü ve o acımasız tokatları titremesine yetmişti bile. Bir baba bu kadar gaddar olabilir miydi ki! Sanki kendi evladı değildi Berika. Onun kız olması yüzünden miydi bu nefret yoksa başka bilmediği konular mı vardı bilmiyordu genç kadın. Gözleri buğulanan Berika hemen kırpıştırdı. Bugün onların mutlu günüydü ağlamayacaktı. Ama gözlerinden akmak üzere olan yaşlara hükmünü geçiremiyordu bir türlü.

Bir damla yaş gözünden düşüp kocasının eline damladı. Içi kan ağlıyordu bu yaş onun yanında ne kalırdı ki! Yiğit eline düşen gözyaşıyla anlamazca baktı karısına. Yanlış birşey mi yapmıştı? Canını mı yakmıştı yoksa? Niye ağlıyordu karısı!

-"Berika ne oldu neyin var?" Diye sordu Yiğit arabayı sağa çekerek. Karısına döndüğünde gözlerini yummuş ve kızarmış olduğunu görmesi kaşlarının çatılmısına neden olmuştu. Onun karnına dokundu diye mi ağlıyordu yoksa?

Elini karısının yüzüne yaslayarak şuh sesiyle konuştu.

-"Berikam niye ağlıyorsun? Ben sana dokundum diye mi ağlıyorsun yoksa?" Diye konuştu. Sesi acı çeker gibiydi. Gibisi fazla gerçekten acı çekiyordu şuan.

Berika kocasının sorusu üzerine başını hayır anlamında salladı bir hıçkırık eşliğinde. Kocasının bu düşüncesine karşı çıkamıyordu bile üzüntüden.

-"Peki neden ağlıyorsun o zaman çavreşamın?" Diye sordu karısının gözünden akan yaşı silerken. Sorduğu sorunun cevabı içine rahatlatmaya yetmemişti bile. Karısının neden ağladığını bilememek delirtiyordu onu ama bunu Berika'ya yansıtmıyordu.

-"Boşver Yiğit. Hadi gidelim." Dediğinde yüzünü kocasının elinden kurtardı. Başını cama çevirdiğinde yine bir hıçkırık koptu boğazından.

Yiğit elinin boş kalmasıyla derin bir nefes verdi. Karısı neden böyle yapıyordu! Hamilelik hormonlarından mıydı yoksa bu davranışları?

-"Sen ne olduğunu söylemeden buradan gitmiyoruz Berika." Diye konuştu Yiğit vücudunun tamamını karısına çevirerek. Karısı anlatmadan da gitmeye niyeti yoktu.

-"Ama Yiğit-"dediğinde başını camdan çekmişti. Kocasının kararlı bakışları anlat dercesine ona bakıyordu.

-"Anlatmak istemiyorum Yiğit tamam mı! Neden ağladığım seni ilgilendirmez!" Diye konuştu. Bunu anlatırsa hem karşısında ezilecek hem de güçsüz hissedecekti kendisini.

Yiğit karısının dedikleri üzerine sağ gözü hafif seğirmeye başlamıştı. Karısı ne diyordu! Onu nasıl ilgilendirmezdi!

-"Nasıl beni ilgilendirmez?" Diye konuştu . Tabiki de bağırmamıştı Yiğit. Aksine sakin bir sesle sormuştu. Karısına affettirecekti kendini daha. Berika'nın birşey dememesi üzerine ona yaklaşıp konuştu.

-"Biri seni eğer üzüyorsa bende onu üzerim. Biri sana yanlış yapıyorsa bende ona yanlış yaparım. Biri senin canını yakıyorsa bende onun canını yakarım!" Diye konuştu şuh sesiyle. Derin bir nefes alıp karısının yüzüne üfledikten sonra tekrar konuşmaya devam etti.

-"Eğer sende beni üzdün sende benim canımı yaktın dersen bana istediğini yap itiraz etmeyeceğim. Vallahi de billahi de tillahi de etmeyeceğim Berikam." Dedi acı çekerken. Karısının üzülmesi onu herşeyden çok canınını yakıyordu.

Berika kocasının dedikleri üzerine hızla sarıldı ona. Başını kocasının boynuna gömerken hıçkırarak ağladı. Kocası onu gerçekten çok mu seviyordu. Dün gece konağı inletmişti seni seviyorum diye ama o sarhoş diye takmamıştı. Ama bu sözleri gerçekten sevdiğinin kanıtı gibiydi.

-"Yiğit" dediğinde tekrar hıçkırdı. Yiğit karısının sarılması üzerine şaşırsa da hemen kollarını dolumaştı ona. Başını örtüsünün üzerinden öperek

-"Ağla çavreşamın ağla. Ama bende seni ağlatanları ağlatacağım." Dediğinde başına sayısız öpücüklerini konduruyordu.

Berika başını daha da çok gömdü kocasının boynuna ve daha çok akıttı gözyaşlarını.

Aradan on dakika geçtikten sonra yavaşça ayrıldı kocasından yerine geri oturarak. Başını önüne eğip

-"Kahvaltı da anlatsam olur mu?" Diye sordu. Şuan anlatırsa tekrar ağlayacağından emindi.

Yiğit tamam diyerek karısına baktı. Torpidodan mendil alıp

-"Gel buraya sümüklü. " dediğinde karısının burnunu silmeye başladı.
Silme işlemini bitirip mendili atarken Berika konuştu.

-"Ben sümüklü değilim." Diye cevap verdi kollarını göğsünde bağlarken.

Yiğit arabayı çalıştırırken

-"Ya ne demezsin ." Diye konuştu hafif neşeli sesiyle. Karısının bu halleri onu çok keyiflendiriyordu.

Berika kocasının bu hallerine sinir olmaktan başka birşey yapamıyordu. Bir dakika ona istediğinı yaptırabilirdi değil mi? Kocasına dönen Berika

-"Senden birşey isteyeceğim Yiğit." Dediğinde kocası devam et anlamında başını salladı.

-"Yiğit bana şarkı söyle."dediğinde çocuklar gibi çıkıyordu sesi. Yiğit karısının dediği üzerine gözlerini açabildiği kadar açıp

-"Ne !" Nidası döküldü ağzından.Gerçekten karısı ondan şarkı söylemesini mi istiyordu!

BERDELWhere stories live. Discover now