BERDEL-17

135K 4.7K 348
                                    

Berika kocasının dedikleri üzerine silahı şakağına dayayıp emniyeti açtı.

-"Söyle bana Yiğit Ağa ben ölürsem arkamdan kaç kişi ağlayıp üzülcek. Artık dayanamıyorum anlıyor musun beni!" Dediğinde gözlerinden yaşlar akıyordu. Parmağı tetiğe giderken acı acı gülümsedi.

-" Şimdi Yiğit Ağa beni bu kararımdan kimse vazgeçiremez" dediğinde gözlerini kapatmıştı bile. Acıyı hissetmemek istercesine. ..

♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣

Saniyeler hiç bu kadar değerli gelmemişti göze. Aslında saniyeler o kadar önemliydi ki bizler farkında değildik. Mesela bir saniyede kaç kişi doğuyor? Kaç kişi ölüyor? Kaç kişi yaralanıyor? Kaç kişi kaza yapıyor? Kaç kişi üzülüyor? Kaç kişi gülüyor? Kaç kişi de ağlıyordu? Gerek mutluluktan gerekse üzüntüden.

Hayatımız kaç'lardan, nasıllardan, nedenlerden ibaretti işte. İnsanoğlu nerede nasıl olduğunu bilmiyordu? Ya da bilmek istemiyordu. Hayatta yapmam dediğimiz şeyleri yapıyorduk. Niçin yapıyorduk? Neden yapıyorduk? Kim için yapıyorduk yapmayız dediğimiz hareketleri? İnsanoğlu işte bu kadar acizdi!

Berika titreyen elleriyle namluyu daha da çok bastırdı şakağına. Bugüne kadar babası tarafından çektiği yetmezmiş gibi şimdi de kocası denen heriften çekiyordu. Berika her zaman evlilik hayalleri kuran birisi değildi. Kocasının her zaman onunla hoş sohbetler etmeyeceğini biliyordu ama bu kadar da gaddar olacağını bilmiyordu.

Yiğit ise karısının delirdiğini düşündü biran. Eğer delirmeseydi hangi akılla o silahı başına dayar intihar girişiminde bulunabilirdi ki ! Evet kesinlikle delirmişti karısı! Berika'nın gözünün önünde ölmesine izin vermeyecekti. Hoş karısını zaten yürüyen ölüye çevirmişti ya neyse!

Hızla Berika'nın eline atılıp silahı almaya yeltendi. Eli karısının o narin parmakları arasındaki silahı kavradığında geri çekmeye çalıştı. Karısı onu zorlayacaktı anlaşılan.

Berika eline dokunan parmaklarla gözlerini açmıştı. Kocası ne ara bu kadar yakınına gelebilmişti ? Kocasının silahı almaya çalıştığını anlayınca daha da sıkı tuttu silahi. O silahı kocasına verecek değildi. Onu günden güne öldüren kocasına.

Silah iki gencin arasında patlamaya hazır bir şekilde bulunuyordu. İkisininde debelenmesi silahın patlamasına yol açacağını gösteriyordu.

-"Bırak şu silahı kadın " diye söylenen Yiğit'e karısı da geri kalmadan cevabını veriyordu.

-Asıl sen bırak. Rahat yaşayamıyorum bari öleyim de kurtulayım sizden ağa bozuntusu" diye cevabını yapıştırmıştı Berika da. Ah bu çift tam bir dengesizdi. Silah ellerinde patlayacak halde iken bile kavgalarına devam ediyorlardı.

Berika silah elinde geri geri giderken Yiğitte otomatik olarak onun üzerine gidiyordu. İki çift el bir silahı kavramış olarak debeleniyorlardi.

Berika sırtında duvarı hissedecek kadar geri geri gitmişti. Ah bu adam niye onu zorluyordu! Üstelik ona acı çektirdiği halde niye ölmesini istemiyordu ki!

Yiğit silahı sıkıca kavrayan karısının parmaklarını zorlukla ayırmış ve karısının çemkirmesine de maruz kalmıştı.

"Allah'ın cezası bırak şunu yeter bıktım senden anlamıyor musun! Sen benden ne kadar nefret ediyorsan emin ol ben senden daha fazla nefret ediyorum. Şimdi ne diye beni kurtarıyorsun ha! " diye bağırdı. Berika. Tüm yaşadıkları boğazına kadar gelmişti. Kocasının dengesiz davranışları da onu delirtiyordu. Bu adam tam bir kapalı kutuydu.

Berika'nın silaha tekrar yüklenmesiyle silah patlamıştı artık. Silah sesi ormanda yankılanarak etrafa kötü bir ses yayıyordu. İki çift kulak.uğulduyordu şuan. Kim vurulmuştu bilinmiyordu bile.

BERDELWhere stories live. Discover now