BERDEL-19

125K 4.5K 242
                                    

Berika gözlerinin kapanmasıyla başı kocasının omzuna düşmüştü. Karısının yorgun olduğunu biliyordu ama bu kadar olduğunu bilmiyordu. Çayından bir kaç yudum alarak bitiren Yiğit elini karısının başının altına koyarak ayağa kalkıp kucağına alacağı sırada kardeşlerine bakıp başka yöne baktıklarını görünce karısını yavaşça kucağına alıp odasına yönelmişti.

Yavaşça karısını yatağına yatıran Yiğit karısının üzerini değiştirmiş ve kendi üzerini de değiştirerek yatağa girmişti. Karısının kafasını göğsüne koyarak sarıldı. Ve bu anın her zaman olmasını diledi...

♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧

Hayat mı zordu yoksa insanlar mı zorluk çıkarıyordu? Evdeki, işteki, sokaktaki kavgalar nedendi! Huzursuzluk niyeydi ! Acı çekmek niyeydi! Yediğimiz hakaretler niyeydi!

Neydik biz bu hayatta! Kimdik! Ne yaşamıştık ve yaşayacaktık! Imtihandı yaşadıklarımız ama aciz olduğumuzdan kaldıramıyorduk. İmtihanımızı hakkıyla verebilecek miydik?

Aradan geçen iki haftada Berika ve Yiğit'in arası gayet iyiydi. Hem de hiç olmadığı kadar. Yiğit şirketteki işinden dolayı geceleri geç gelse de karısına olan ilgisi daha da artıyor ve bilinmeyen bir duygu karmaşasına yol açıyordu.

Yiğit bir yandan da düşmanı olan Mahsun'u aratıyordu. Burnuna kötü kokular geliyordu ya hayırlısı.

Yiğit yavaşça gözlerini araladı. Kısık gözleriyle yüzüne vuran güneşi eliyle engelleyip hafifçe doğruldu yattığı pozisyondan. Sağına baktığında karısının uyuduğunu farketti. Komodinden telefonu alıp saate baktığında on olduğunu görünce şaşırdı. Bu saate kadar uyumuş muydu? Üstelik karısı da uyanmamıştı bu saate kadar. O kadar çok mu iş yapıyordu ki bu kadar yorgun oluyordu biricik karısı.

Dikkatlice baktı karısına Yiğit. Yüzü gittikçe solmuştu ve zayıflamıştı. Zaten kilolu bir kız değildi ki . Karısına yeterince bakamıyor muydu Yiğit. o işte olunca karısının ne yaptığını ne ettiğini düzgün bilmiyordu ve buna bir el atacaktı.

Karısını yavaşça dürtüp uyandırmaya çalıştı. Ama nafile. Tekrardan karısına adıyla seslenip dürttüğünde Berika yerinde kıpırdandı huysuzca ağzındaki mırıltılar eşliğinde. Gözlerini açmak istiyor ama o gücü bulamıyordu kendinde Berika.

Birkaç dakika bekledikten sonra yavaşça açtı gözlerini ve ona seslenen kocasına baktı. Kara gözleri, hafif esmer ve pürüzsüz teniyle tüm Mardin kızlarını aşık edecek kadar yakışıklıydı kocası. Sadece Mardin de değil tüm Türkiye de denebilirdi aslında.

Kocasının ona dikkatle bakması üzerine yatağından ağır hareketlerle doğrularak gözlerini ovdu Berika ve kocasına bakmadan

-"Saat kaç Yiğit?" Diye sordu. Eğer erkense biraz daha uyuyacak ve dinlenecekti. Değilse de el mahkum hergün ki yaptığı işleri yapacaktı Berika. Dağ evinden geldiğinden beri çok yoruluyordu genç kadın. Kaynanası olacak cadoloz kadın kök söktürüyordu ona konakta. En ağır işleri ona yaptırıp kimsenin ona yardım etmemesini kesin bir dille söylemişti.

-" Saat on oldu. Hasta mısın sen bu saate kadar uyumazdın?" Diye sordu Yiğit. Yaklaşık bir buçuk aylık evlilerdi ve karısının bu saate kadar uyuduğunu görmemişti. Zira hastaysa da Yiğit'in bunu bilmesi gerekirdi.

Berika saatin on olduğunu duyunca afalladı. Bu saate kadar uyumuş muydu! Hem bu içindr bitmek bilmeyen uyku özlemi neydi! Keşke biraz daha uyuyabilsem diye geçirdi içinden. Kocasının sorusuna ise;

-"Hayır hasta değilim. Yorgunum ve çok uykum var" diye sızlandı. Ah uykunun gözü kör olsun ne kadar da tatlıydı insan gözünde.

-" O zaman yat uyu. Yataktan çıkmayacaksın bugün. Geldiğimde ayakta görmeyeyim seni."diyerek yataktan kalktı Yiğit. Dolaba ilerleyip takım elbisesini aldığında

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin