BÖLÜM-43

72.5K 2.9K 228
                                    

@esoyam adlı kisiye ithafen

"Annemin hasretini çekiyorum ben Yiğit. Aynı şehirde olmamıza rağmen göremiyoruz birbirimizi anladın mı?"diye sinirle konuştu. Niyeti kocasıyla kavga etmek değildi ama kocası onu sinir ediyordu.

Yiğit karısının dedikleri üzerine iki saniye yüzüne baktı ve adımlarını kapıya yöneltti. Kapıyı açıp karısına bakmadan konuştu.

"Gece beni bekleme Berika!"

♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣♧♣

Yiğit sözlerini söyledikten sonra karısına konuşma fırsatını vermeden kapıyı kapattı ve konaktan çıkmak üzere adımlarını merdivenlere yöneltti.

Berika tam konuşacağı sırada kocasının kapıyı kapatması üzerine sinirle nefesini verdi. Annesiyle konuşsa ne olacaktı sanki! Kaç aydır annesinin yüzüne, sesine hasret kalmıştı genç kadın. Kocasının niye hala ailesiyle buzları eritemediğini anlamıyordu. Ağabeyi Miraç ve babasına karşı sinir olabilirdi ama annesinin genç adama ne zararı vardı ki! Kocasını hala anlamış değildi genç kadın.

Çikolatasından kocaman bir ısırık daha aldı Berika. Yiğit'i tıpkı bu çikolatayı yer gibi bitirmek istiyordu ama gözlerinim önüne kocasının o kaslı hali ve kullandığı güç gelince böyle bir şey yapamayacağını da biliyordu.

"Hödük!" Sinirle mırıldandı Berika. Kocasına karşı nasıl kafa tutacağını da bilmiyordu genç kadın. Bugune kadar kimseye kötülük olarak planlar kurmamıştı. Kocasından nasıl intikam alacaktı ki!

"Öküz!" diyerek fıstıklı çikolatasından bir ısırık daha aldı. Bir de sanki kendisini babasının evine götür demişti sanki! Altı üstü annemi özledim demişti! Annesini özlemesi sanki onun suçu muydu!

"Mardin ayısı!" Tabii onun annesi her gün gözünün önündeydi! O nereden bilecekti ki anne özlemini! Gözleri tekrar buğulunurken elini karnına koydu bebeğinden güç almak istercesine. O bebeğinden hiçbir zaman ayrı kalmayacaktı. Taaki ölüm ayırasıya kadar.

Kapının tıklatılması üzerine Berika hemen gözündeki yaşları kurulayıp

"Gel."diye seslendi. Içeriye giren Rojda kapıyı kapattı ve gülümseyerek yengesinin yanına yöneldi.

"Nasılsın yenge?"diye sorarak koltuğa oturdu Rojda. Yengesinin yanındaki çikolataları görünce gözleri parladı adeta Rojda'nın ve sahte bir kızgınlıkla söylendi yengesine.

"Vay yenge almışsın önüne her türlü çikolataları indiriyorsun midene. Hiç demiyorsun benim bir görümcem var onu da çağırayım. O da biraz nasiplensin şu güzellerden. Çok ayıp yengecim ama." Dediğinde iki kolunu göğsünde birleştirdi Rojda. Berika görümcesinin bu haline gülümseyip

"Ben tek yemiyorum bebeğim de nasipleniyor bu çikolatalardan. Hem Yiğit daha yeni getirdi. Fırsatım olmadı seni de çağırmaya. Yoksa ben seni bu güzel nimetlerden mahrum eder miyim Rojda'cım?" Dediğinde poşeti görümcesine uzattı ve kendine içinden de bir çikolata almayı da unutmadı

"Yenge ağabeyim mi aldı sana çikolataları yoksa adamlarından birine mi aldırıp gönderdi?"diye sordu Rojda poşetten bir karam alarak. Ağabeyi son aylarda çok değişmişti ama karısına karşıydı bu değişme. Ve Rojda da bunun farkındaydı.

"Kendi getirdi Rojda." Diye cevapladı Berika görümcesini. Keşke bu çikolatayı getirdiği gibi annesini de getirseydi yanına ya da onu götürseydi annesinin yanına.

"Abime bak sen. Koskoca Yiğit Ağa elinde poşetle ve üstelik içi çikolata dolu poşetle sana geldi yenge. Demedi deme abim sana aşık olmuş yenge kesin bak."dediğinde çikolatasından birkaç ısırık aldı. Dediklerinde kendince haklı olduğunu biliyordu genç kız. Çünkü kimse Yiğit'ten böyle birşey beklemezdi.

BERDELWhere stories live. Discover now