2 | UFAK ADIMLAR

785 66 14
                                    

Aras


LEKELİ | SİYAH   



Bir yaz akşamıydı.

Yaz ayları hep çok kötüydü. Babam çok fazla içerdi ve önünü alamadığı saldırılarının tek hedefi ben olurdum. Bu yüzden okullar kapanmadan önce hep ağlardım. Okulu sevmesem de orada olduğum süre boyunca bir şeylerden korkmak zorunda kalmıyordum.

Melek, babam ona asla kızmayacağı halde kendi yaptığı bir şeyin cezasını çekmekten korktu ve benim yaptığımı söyledi. Babamın en sevdiği bardağı kırılmıştı. Suçu üstlenseydi eğer, babam sadece dikkatli olmasını söyleyecekti. Neden onu bu kadar seven adama güvenmemişti ki?

Babam hiç sorgulamadı, ben de inkar etmedim. Çünkü etsem de bir şey değişmeyecekti. Boş yere ne nefesimi yordum ne de kaçınılmaz sonu geciktirdim. Kırılan bir bardak yüzünden kollarımın morardığı o gece yazın başıydı.

Camın önünden gökyüzünü izlerken dudağımdan kaçan hıçkırık olabildiğince sessizdi. Ağlama sesim onu rahatsız ettiği için bana sessiz ağlamayı kolayca öğretmişti.

O günden sonra başımı derde sokmayı alışkanlık haline getirmiştim. Yaptığım ya da yapmadığım her kötü şey benim aleyhimde sonlanıyorsa, ben neden kafamın estiği gibi yaşamıyordum?

Babam ölmeden önce çok fazla başıma buyruk hareket ederdim. İntihardan sonra nedense her şey değişmişti. Beni özgür kılmasını umduğum şey ruhumu benden çekip almıştı. Bunun sebebini hiç anlayamadım. O adamın kendi canına kıyışının beni neden böyle bir buhrana soktuğunu bilmeyecek kadar tanımıyordum kendimi.

Tek şansımı elimden aldığını bilmiyordum.

Şimdi karşımda durmuş, bana gülümseyen güzel adamın enfes yüzüne yorgun bir merakla baktım. Bu durumumuz onda nasıl bir his uyandırdıysa keyfi oldukça yerindeydi. 

"Tekrar tanışalım." İri dudakları her bir kelimeyi yavaş bir sıradanlıkta bıraktı. Okan'ı hiçe sayıp böyle rahat davranması ilgimi çekmişti. Demek ki başı ciddi bir belada değildi. Ama Okan deli dumruldu ve bana bu şekilde yapışan birisine nazik müdahalede bulunacağını sanmıyordum. Ayrıca onunla bir derdi olduğu da belliydi. "Ben Aras Çolak."

Aras başını bana doğru hafifçe eğdi ve sanki gülüşünün güzelliğini düşündüğümü biliyormuş gibi, sırıtmaya devam etti.

"Ne değişik bir tipsin."

Okan tekrar ikazda bulunup hızlı adımlarla yanımıza gelirken silahını gevşek tuttuğunu gördüm. Bir şey yapmayacaktı.

Aras gerilmek bir yana, bıkmış gibi Okan'a döndü ve gözlerini devirdi. "Cidden mi?"

"Cidden." Okan onu arabaya götürmek için koluna yapıştığında ani bir asabiyetle Aras kolunu sallayıp Okan'dan kurtardı. Okan bununla iyice öfkelendi. "Adam yaralamak suçtur ve polisten kaçtığın için de ödül bekleme."

"Ben binerim."

Aras, Okan'ın yine de elini koluna koymasıyla beraber yumruklarını sıksa da sessiz kaldı. Bu durum bana zevk dolu bir an sunduğunda Aras'a gülümsedim ve alay ettim.

"İyi eğlenceler."

Okan onu götürürken Aras neden bana dönüp sırıttı anlamamıştım. Ama eğer böyle gülüyorsa kesin sonunun benim istemediğim şekilde biteceği bir şey vardı.

Lekeli SiyahWhere stories live. Discover now