37 | YANILGI VE YANILAN

165 12 4
                                    




LEKELİ | SİYAH




Çok iyi hatırladığım bir anı vardı zihnimde. Tam da içine düştüğüm bu durumu özetliyordu.

Bir gün Sarp ile beraber tüm işlerimizi bitirmiş, sohbet ediyorduk. Düşmanlarıyla alakalı sorular sorduğum zaman bana hepsinin çok zeki olduğunu ve onlardan çok şey öğrendiğini söylemişti. Kendi hatalarını, açıklarını, dikkatsizliklerini onlar sayesinde öğrenip kendini geliştirebildiği için bir bakıma bu başarısında onların da payı olduğunu söylemişti.

Bir de şöyle bir şey söylediğini hatırlıyordum...

'Düşmanlarım seni şaşırtabilir Adelya. Hatta öyle bir gün gelir ki, beni benden iyi tanıyan düşmanlarım karşına çıkar. Onlar en tehlikeli olanlardır. Sana sihirli kelimeler söylerler, seni öylesine büyülerler ki en güvendiğin kişiden şüphe eder olursun.'

Bende gülmüştüm. 'Senden asla şüphe etmem.' Demiştim.

Sarp fark edilebilir bir olgunlukla gülümsemişti. 'O gün geldiğinde Adelya, aklını kullan. Çünkü sihire kapılmak kaçınılmaz bir son olabilir.' Dudakları dudaklarımda dolanmadan önce son bir söz söylemişti. 'Seni büyülemelerine izin verme.'


Çok kısa bir süre sonra, büyücülerin en güçlüsüyle karşı karşıya gelmiştim.

Sarp'ın o gün söylediği gibi, büyüye kapılmak gerçekten de çok kolaydı.

Tüm inancım yerle bir olmanın eşiğindeydi.

Ya düşmanlar yalancıydı.

Ya da Sarp beni onların doğrularından saklıyordu.

Her ikisi de acınası bir gerçekliğin anahtarıydı.

Bu kapıyı açacak tek kişi ise, düşmanlarımdı.


🦅


Motorlarından inen adamlarla baş edemeyeceğim bir gerçekti. Ama Berkay'a muhtaç olmak hepsinden daha kötüydü. Ne olursa olsun arkamda güvendiğim birisi, Sarp, vardı ve her kimde olursam olayım o benim çıkış anahtarımdı. Henüz benden vazgeçmemişti, ben de ondan.

Arka kapıyı kullanırsam hızlıca gözden kaybolabilirdim. Arkayı sarmış olmaları yüksekti ama fazla seçeneğe de sahip değildim.

Elimle Berkay'ın elini ittim.

"Sana muhtaç değilim."

Arkamı dönüp içerideki çıkışa yönelecekken mutfak tarafında hareketlilik gördüm. İş pisleşecek gibi görünüyordu.

"Herkes dışarı!" Dedim var gücümle bağırarak. "Yangın! Çabuk olun!"

Sipariş alan Emre pörtlemiş gözlerle bana bakarken neden böyle bir şey yaptığımı sorguluyor gibiydi. Tek amacım ortalığı karıştırıp hem herkesi çıkartmak hem de aradan sıyrılmaktı. Ne kadar hızlı olursam o kadar çabuk halledebilirdim.

"Cidden mi?" Berkay yüzünü buruşturup masadaki servis bıçağını eline aldı. "Çok akıllıca."

Ateş edildiğini duyduğumda Berkay üzerime kapandı ve beni yüz üstü yere düşürdü. Yattığım yerden çoğu kişinin masaların altına saklandığını gördüm. Camlar kırılmamış, vurulan yoktu. Sanırım bu havaya sıkılmış bir kurşundu ve benim burada olduğumdan eminlerdi. Kimseyi dışarı çıkartmayacaklardı.

Lekeli SiyahWhere stories live. Discover now