28 | TUTULMAYAN SÖZLERİN AĞIRLIĞI

213 15 3
                                    



LEKELİ | SİYAH



Bu anı nasıl açıklayabilirim bilmiyorum. Zihnim bile böyle bir sahneyi tasvir edemezken ben tam da ortasında kalmıştım.

Herkes beni ayrı ayrı sorgularken Güneş'in ortaya çıkması başkaydı, Eliz'in hıçkırıklarla ağlaması, Okan'a itiraf ettiğim o cinayetler ve sessiz kalışları, en büyük problemim sandığım Aras ve şimdi de hepsinden beter olan Andaç çat kapı gelip onu yok etmek isteyen insanların olduğu odaya giriyordu.

Ve ben de onu korumak zorunda olduğumu biliyordum.

Kendisi de bunu çok iyi biliyordu. Yoksa buraya gelecek kadar cesur olmak kimsenin harcı değildi.

Benim adamım olduğunu itiraf etmişti ki bunu hala aklım almıyordu. Beni defalarca kez kurtarmıştı ve koruyup kollamıştı. Ekstra olarak da ruh hastası bir katil olmadığını biliyordum. Sadece hepimiz gibi, katildi.

Ruh hastası olan sensin.

Ve katil. Unutma.

Ona silah doğrultanlara karşı ellerini havaya kaldırıp sakince iç çekti. Gözü odada duran herkeste kısaca gezindikten sonra bana geldi.

''Bölüyorum ama ölüm kalım meselesi olduğu için geldim.''

''Okan kelepçele!''

Aras hiç dinlemeden Okan'a kelepçelemesini söyledi.

''Ne için, pardon?''

Güzel. Ne için takabilirdi ki o kelepçeyi?

''İşlediğin cinayetlere say piç kurusu. Bir ton kanıtımız var. Aykut fotoğrafları aç hemen!''

Aykut bilgisayarına daldığı sırada Andaç güldü. O cinayetleri işlemediği için sorunu yoktu. Ama fotoğraflar?

''Onu bizden alacağını düşünüyorsan-'' Eliz hırçın cümlesine başladığı an Andaç lafını kesti. Elinde, daha önce görmediğim tabancası vardı ve çok profesyonel bir şekilde namluyu direkt Andaç'a doğrultmuştu.

''Adelya'yı almaya gelmedim sadece kontrol etmeye geldim. Bir de kötü haberi vermeye.''

''Ve buradan elini kolunu sallayarak çıkacağını düşündün?'' Aras dalgasına devam ederken daha ne kadar dibe batacağımı düşünerek sessiz bir nefes çektim.

''Çıkacak.'' Kimse lafımı tınlamadı bile. Arkamı dönüp Aras'a baktığımda beni duymamış, Aykut'un yanına eğilmişti. Bir sorun var gibiydi.

''O fotoğrafları görmenizi istediğim için görüyordunuz.'' Dedi Andaç.

Aras, Okan'a döndüğünde çatık kaşlarla karşılaştı.

"Hiç biri yok.''

''Bir tane buldum!''

Aykut bağırarak bilgisayarı kaldırdı ve bize doğru çevirdi. Ekranda gördüğüm fotoğraf suratını parçaladığım Elçin'di. Gözlerimi yumdum ve beni öldürecek şekilde acıyan başımı düşünmemeye çalıştım.

''Aa, bir tane kalmış.'' Andaç palavradan yakalandığını söylerken kelepçe sesleri duyuldu. Gözümü açtığımda Okan Andaç'a doğru yürüyordu. Andaç ise ağzını açmadan teslim olmaya hazır görünüyordu. Suçu kendisi işlemediği halde.

Lekeli SiyahWhere stories live. Discover now