40 | TOPRAĞIN KABUL ETTİKLERİ

100 10 0
                                    


LEKELİ | SİYAH


🦅



"Yüzün biraz gülsün Adelya." Okan gülümseyerek bana eğildi. İstemediğim halde beni götürdüğü çok güzel bir yerdeydik. Denizin ve suyun sesi, insanların konuşmaları ve doğa bir aradaydı.

"Gülmek için bir nedenim yok." Huysuz, aksi bir şekilde başımı kaldırıp denizden de güzel gözlerine baktım.

Çok...fazla güzeldi. Okan dışarıda herkese kaplan kesilir, yanıma geldiğinde azıcık gülümsemem için türlü taklalar atardı. Keşke bana aşık olmasaydı. Ona ait olamamak bile beni öfkelendiriyordu.

"Nedensiz gül o zaman."

İçimde her zaman olan o yersiz siniri yine, Okan'a aktardım.

"Nereden bileceksin Okan? Benim gibi bir babaya sahip değilsin, bir ailen var ve düzgün bir hayatın var. Gülümsemek senin için normal olmalı zaten."

Okan'ı tanımadan önce o bakışın altındakileri bilmiyordum.

Hasta ve iğrenç bir baba, babanın öldürdüğü bir abla ve tüm bunlardan geriye kalan acılar içinde bir anne.

Ama hayır, en çok acıyı hep ben çekerdim zaten.

"Haklısın." Dedi iç çekerek. "Ben bilemem." Laflarımdan alınmadı, söylenmedi ve konuyu orada bırakmadı. "Yine de benim için gülümse."

İnadı ve tatlı yüzüne bakarak gülümsedim ve yavaşça koluna vurdum.


Az önce, cesedini morga kaldırdılar.


🦅


Her yerde benim kanım da bulunduğu için olaydan uzak kalmam imkansızdı. İstemesem de polislerle beraber olaya dahil olmak zorunda kalmıştım. Umurumda değildi, sadece yapmam gerekenleri hızlıca yapıp işime dönecektim.

Polislerin bizi bulabilmesi için bunun devamlılığı gerekliydi. Bu yüzden Sarp polisi aradı ve benim söylediklerimi onlara aktardı. Beni bulduğu şekilde sandalyeye bağlarken yüzü öfke içindeydi. Benim aksime o bir bombadan farksızdı. Ben ise olmam gerekenden çok daha fazla sakindim. Rahatsız edici olan da buydu.

Okan'ın ölüsüyle beni sandalyeye bağlayıp mekandan uzaklaştılar. Şimdi polisler buraya gelene kadar tekrar onunla baş başa kalmıştım.

Bedeninin rahatsız bir şekilde durduğunu görmek bile canımı acıtırken odayı dolduran kanının kokusu ciğerlerime sinmişti. Oraya yapışmışlardı ve her nefes alışımda kokuyu alacaktım.

Bakışlarımı ondan çekmedim.

Gelmeleri beklemediğim bir şekilde erken oldu. On beş dakika içerisinde telsizlerin ve ayak seslerinin gürültüsü boş inşaat alanını sarmıştı.

"Söz veriyorum." Diye tekrarladım. "İntikamını alacağım."

Hiçbir işe yaramayacaktı. Daha önce davranıp bunu engellemem onu hayatta tutabilirdi.

Daha sonrası prosedür.

Bizi buldular, çözdüler, Okan'ın ölüsünü doğruladılar, benimle konuşmaya çalıştılar...

Lekeli SiyahWhere stories live. Discover now