5 | CESUR GİRİŞİMLER

576 62 8
                                    




LEKELİ  | SİYAH 




Yiğit ve Aslan darmadağın bir halde yerde yatıyordu. Şimdi üzerleri örtülmüştü ama ondan önce görmüştüm. Önce kavga etmişler, sonra da boğularak öldürülmüşlerdi. Okan bunu tek kişinin yapmasının zor olduğunu söylese de yapılabilme ihtimali de vardı. Yetenekli bir adam yeteneksiz iki adamı kolayca etkisiz hale getirebilirdi. Filmlerde daha fazla adamı dövüyorlardı, bence iki kişiye tek kişi zor bir eşleşme değildi. Belki dövüş sanatları bilsem ben de yapardım.

Ufak bir kahkahanın arkasından sesini duydum.

Aynen yapardın, küçük kuş.

Babam, ben ve hatta belki de Aras hakkında bir şeyler bilen tek kişiler onlardı ve şimdi benim önümdeki tek kapı kapanmıştı.

Beyaz örtüye son defa bakıp kayalıklara doğru yürüdüm. Toz ve taştan başka hiçbir şey olmayan düz bir araziydi ve cesetler saklanma ihtiyacı olmadan öylece ortada bırakılmıştı. Bunu yapan kişi ya çok akıllı ya da çok aptaldı. Aklıma gelen tek seçenek komik de olsa Aras'tı ama onun da aptal olduğunu sanmıyordum. Bunu yapanın o olmasını düşünmek bile çok saçmaydı.

Ağrıyan başımı ellerimin arasına alıp göz ucuyla tekrar cesetlere baktım. Ağzıma gelen acı tat, bana bunun cevabını asla öğrenemeyeceğimi söylüyor gibiydi.

Cebimde titreyen telefonla gerçekliğe dönüp arayan numaraya baktım. Eliz'e haber vermeyi unutmuştum. Arayan da kendisiydi.

"Adelya, bulunmuşlar."

"Evet. On metre kadar önümdeler ve ölüler."

İç çekti. "Geliyorum."

Telefonu kapattığında çatık kaşlarla ekrana baktım. Adresi sormamıştı.





Ne görev yaptığını anlamadığım bazı kişiler cesetlere bakmaya geldiğinde Eliz de gelmişti. Arabadan inip bedenlere baktıktan sonra tökezleyen adımlarla yanıma geldi. Yüzünde neredeyse hiç olmayan bir yara ve alnında morluk vardı. Onun dışında pek bir şey olmasa da bu tuhaf yürüyüşü beni meraka düşürdü.

"Bu halin ne?" Dedim bana sarılmak için kollarını açtığında. Ona sarıldım ve kötü biri olmak istemesem de teorimi test etmek için bedenimi kollarımla biraz fazla sıktım. Dudağından kaçan inleme sesini duyduğumda kanım donmuştu.

Elde var iki.

"Düştüm." Dedi ve eliyle belini tuttu. "Yaşlılar gibiyim."

"Nereden düştün Eliz? Başını falan vurmuşsun."

"İyiyim." Dedi söylenerek. "Anneme uğramıştım. Yerler yeni silindiği için merdivenden inerken düştüm. Belim biraz ağrıyor ama ciddi bir şey değil."

Azarlayarak ona baksam da içimde asla geçmeyen bir huzursuzluk vardı. Söyledikleri bana  doğru gelmemişti. 

En yakın arkadaşımdan neden şüphe ediyordum?

"Sen iyi misin?" Göz ucuyla cesetlere bakıp yüzünü buruşturdu.

"Pek değil." İç çektim. "Öğrenmem için tek şansım onlardı."

Lekeli SiyahWhere stories live. Discover now