I. KISIM / 25. Kesişen Yollar

5.4K 372 8
                                    

Yazgı keyifle merdivenlerden inerken, aklı hâlâ önceki gece yaşananlarla meşguldü. Kahraman'ın gel-gitleri en sonunda onu da esir almış, hiç aklında olmayan bir oyuna sokmuştu. (*) Öğlen sıcağının iyice bastırdığı saatlerde henüz uyanıp hazırlanmış yiyecek bir şeyler bulma ümidiyle deniz tarafındaki bahçeye doğru yürümekteydi. Kumsalda yıldızların altında yakaladıkları o romantik anda yaptığı manevra yüzünden şok geçiren genç adamın şaşkın bakışları zihninde yeniden belirince gülümsemeden edemedi.

"Hak etmişti!" dedi Zihni, tarafını belli etmekten kaçınmayarak.

Genç kadın tepsisindekilerle uygun bir masa bakınıyordu ki az ötede tek başına oturan ve önündeki içecekle oyalanan Emrecan'ı fark etti.

"Selâm!" diyerek yanına yerleşti. Genç kadını gördüğünde çocuğun gözleri pırıltılansa da fazla sürmedi.  Bu somurtkanlık üzerine:

"Heey neyin var?" diye sordu Yazgı şefkatle. 

"Canım sıkkın," dedi Emrecan samimiyetle.

"Neden?"

Çocuk sanki ezelden beridir bu tek kelimelik soruyu beklermiş gibi derhal anlatmaya başladı. Dinledikçe hayretten hayrete düşen Yazgı, konuşmanın sonlarına doğru Yasemin'in (**)başına gelenler yüzünden kahkahalarını sakınamaz olmuştu.

"Seni zeki şey," dedi en nihayetinde soluğunu düzene koymayı başararak, "fena süründürmüşsün kadını. Şu evlilik yalanını atmasaymışsın iyiymiş ama.(***)" 

Şimdi daha iyi anlıyordu o gece masada Yasemin ve Kahraman'daki garip halleri.

"Sanırım abarttım," diye sıkıntıyla içini çekti çocuk.

"Neyse, geçmiş gitmiş. Takma kafana..."

"Öyle diyorsun ama bak babam beni buraya getirdi," dedi buna mukabil Emrecan nihayet ağzındaki baklayı çıkarıyordu.

"Ne ilgisi var? Anlamadım. Burası babaannenle dedenin yeri."

"Evet ama... Beni bırakıp döneceksiniz. Herhalde çok kızdı ki ceza veriyor bana."

Yazgı, ne diyeceğini bilemedi, küçük gerçekten üzgün ve kırgın görünüyordu. İçi ezilerek sımsıkı sarıldı ona ve: 

"Hayır," diye temin etti. "Baban sana ceza falan vermiyor, vermez. O seni çok seviyor. Hem zaten sonrasında konuşmuş anlaşmışsınız.(****) Nereden çıkarıyorsun bunları?"

"Niye o zaman beni burada bırakıyor? Oysa beraber kalacağımızı söylemişti," dedi çocuk gözleri dolmuştu, ağlamak üzereydi. 

Yazgı, meseleyi çözmüştü. Adamdaki endişenin arttığını, oğlunu ortaya çıkabilecek risk ve tehlikelerden korumak için buraya getirdiğini anlamıştı. Şimdi o da hüzne boğulmuştu:

"Ben ne olduğunu biliyorum," dedi.

"Sahi mi?"

"Evet. Sana da söyleyebilirim ama bu bir sır."

"Kimseye söylemem," diye cevapladı çocuk ciddiyetle, epey meraklanmıştı. Onun hali gülümsetti genç kadını.

"Bak benim büyük bir sorunum var ve baban bana yardım ediyor. Çünkü onsuz başa çıkamam. Anladın mı?"

Başını sallayarak olumladı çocuk ve kadın devam etti: "Önümüzdeki günlerde bu yüzden çok meşgul olacak, belki seni göremeyecek bile. İşte o arada sen sıkılma, daha iyi vakit geçir diye getirdi seni buraya ve her şey biter bitmez almaya gelecek."

"Gerçekten mi?" Emrecan'ın yüzü aydınlanmış, endişe bulutları dağılmıştı şimdi.

"Elbette."

DERİN MAVİ AŞKWhere stories live. Discover now