Bölüm 7 - Serra Rollas

195K 6.6K 682
                                    


'Korkaklık mı diyordun! Bak karşında koca bir korkak var! Hoşuna gitti mi!' Hera'nın donuk bakışları ile Aren söyleyecek başka söz bulamamıştı. Eğer korkaksa böylesine korkak olmak onu onure ederdi. İnsanları bitik bir adamla bir arada kalmaya zorlamaktansa kendini bitirirdi. Kızın kolunu bırakıp omuzuna çarparak kapıya ilerlediğinde ise aklında yalnız kalmaktan başka bir şey yoktu doğrusu. Sencar bile olsun istemiyordu yanında yöresinde. Sadece kendi ile kalıp içten içe acıdığı kendine milyonlarca küfür savurmak istiyordu. Hızlıca arabasına bindiğinde Sencar'ın sesini duysa da kapıları kilitlemiş var boş yola atmıştı kendini.

Hera Amine hayatında tanıdığı inatçı kızlardan biriydi ama onu diğerlerinden ayırdığı tek özlelik vardı. Yanında hala duruyorsa güçlü kalışı içindi bu. Onca darbeye rağmen ayakta ise düştüğünde de Aren'i kaldıracak ya Sencar ya da Hera olmalıydı.

İnsan aklı çabuk karışırdı. Şayet araya hırs girmezse kararları keskin olan kimse bile bir anda başka diyarlarda buluverirdi kendini. Yüreğindeki öfke, aklında dolanan karanlık ruhlar bile hırs kadar etkileyemezdi insanı. Tıpkı Aren'in kendini mezarlıklar arasında bulması gibi çoğu insan da aklına hiç gelmemiş bir yerde nefes alıyor olurdu. Genç adam sert ve kararlı adımlarını buz gibi bloklar arasında ilerletirken sonunda geldiği mezarın karlı mermerini temizleyerek kendini bıraktı.

Kural ne idi en iyiler hep erken veda edenlerdi. Tıpkı çiçek bahçesindeki en göşterişli olanı seçmek gibiydi bu. Ama Aren aklından şu nemli toprağın altında yatan adamın ve kızın kalkıp yine ona akıl vermesini istiyordu. Kendinden iki yaş küçük olmasına rağmen dostum dediği adamın daha mantıklı düşünerek onu sinirlendirmesini istiyordu. İhtiyacı vardı buna. Elini uzattığında toprağa gömülmesini değil dostunun omuzunu tutmayı istiyordu sadece.

'Bir kere be adam. Bir kere gel ulan şu kardeşinin rüyasına. Ulan şerefsiz şunu yapacaksın de. Yapmazsam ne olayım kardeşim. Ama sende haklısın... Karına...' diyerek yandaki mezar taşına bakmış ve tekrar dönmüştü nemli toprağa Aren.

'Karına, sana ve çocuğunun hayatına mal olan bir adama ne diye adam akıllı fikirler veresin ki. Öleyim lan, ben öleyim de sen kurduğun o küçük aileyle mutlu ol. Rabbim kabul etse, bir cana üç kul dese de şuracıkta akıtsam kanımı. Yok be dostum, yok sırdaşım. Öyle bir çıkarım da, lüksümde yok.' Aren hırsla yumruğunu mermere indirdiğinde gözlerini de kapatmıştı.

'Özür dilerim' fısıltısı ağaçların arasında rüzgarla dağılırken ise onu o kara yerden çıkaramayacağının bir kez daha bilincine vararak çıkışın yolunu tutmuştu. Kalbine bir değil bin ağırlıkta çökse elinden gelecek bir şey olmayışı onun bütün iç organlarını parçalıyordu. Soğuk mermeler arasında iken içi kavruluyordu adamın.Ne buradan çıkmak istiyordu ne de bu mezar taşları arasında ayakları üzerinde yürümek...

Gecenin bir yarısı taş yoldaki ses ile Sencar'ın bakışları keskin neon farları bulmuş ve çok şükür ki rahat bir nefes almıştı. Arabanın sesini onlarca metre öteden alırdı Sencar ve tanırdı da ama bu defa diken üzerindeydi. Aren'in gözlerindeki sarsılışı görmüştü çünkü. Eve girip Hera'ya ne olduğunu sorduğunda ise yanından omuzları düşmüş halde geçen bedenin 'ben tam bir aptalım' diye fısıldayışını duymuştu. Bu da yeterli bir cevap değildi Sencar için. Bu yüzden içi içini yemiş ama Aren'in tavrı yüzünden de peşine düşememişti.

Bir kaç dakika içinde Aren arabayı park edip sakince kendini göstermişti Sencar'a. Gözleri kızarmamıştı ki Sencar, Aren'in içtiğini sadece kırmızıya dönmüş göz çevresinden anlardı. Duruşu dik ama bakışları sönük bir adam olarak yavaşca ilerleyip girmişti evine. Ses çıkarmamaya, huzurlu ortamı dinlemeye, yalnızlığı ile başbaşa kalmaya çalışıyordu ancak salona girdiği anda terk etmişti adamı yalnızlığı.

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin