Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
Geriden geliyorum dimi yine. Çok kaybettim kendimi. Koştur koştur, bazen bilgisayarın karşısına geçiyorum ve öylece bakıp kalıyorum. Ne olur kusura bakmayın, hem dersler, hem yeni kitap projeleri derken geç kalabiliyorum ama siz beni bilirsiniz.
Son 3 bölümümüz kaldı finale... Hayırlısıyla kazasız belasız bir hikayeyi daha bitiriyoruz inşallah... Seviliyorsunuz...
Hepinize iyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Berzah...' seslenmesiyle beraber beklemeye koyulduğunda kızın merdiven başında görünmesi de adamın canına can katmıştı.
'Ayı!!!' kız korkuluklardan tutuna tutuna inmeye başladığında Haliç'de bir iki basamak çıkarak kollarına almıştı altın sarısı gibi parlayan güzelliği.
'Kızım sizin benimle probleminiz ne, ya ağzımın üzerine çakıyorsunuz ya da ayı diyorsunuz.'
'Ayıııı-mmmm' Aren ve Hera gülse de Haliç çoktan sarıp sarmalamıştı ufak bedeni. Koltuğa ilerleyip yerleştiğinde iç cebine elini atarak derin bir nefes aldı.
'Dayının sürprizi var.'anında boncuk boncuk bakmaya başlamıştı Berzah'ın gözleri. Zaten Hera fazla şımarmasın diye Aren'e engel koymuştu bir de abisine mi kızması gerekecekti acaba.
'Bak bakalım ne var burada?' mırıldanarak cebinden usulca çikolatayı çıkardığında Berzah'ın da gülümsemesi gittikçe genişlemişti.
Dayı yiğen birbirleriyle uğraşmaları, kahkahaları sonunda durulduğunda Haliç eve yol almış Hera ise Berzah'ı kucaklayarak yanağına dudaklarını bastırmıştı.
'Annecim.'
'Aynemmm' Berzah'da kadının yanağını sulu sulu öptüğünde Aren'in gözleri ikisine dalsa da içeri giren Oğuz'la adama döndü.
'Abi, kusura bakmayın rahatsız ettim ama bu paket sana geldi.'
'Nereden gelmiş?' Oğuz bilmiyorum dercesine dudak büzdüğünde kutunun üzerindeki adresleri kontrol etmişti.
'Kuryenin ofisinden gönderilmiş. Gönderen adresi yok. Işıl Hayat diye birisi.' Hera'nın bakışları Aren'e dönse de onun mimiklerinin de kadını tanımadığını belli etmesi içini rahatlatmıştı. Bir kadın evine paket gönderiyordu ve bunu rahat rahat yapabiliyordu.
'Son dönemde iş imzalamada bulunan öyle birisi var mıydı?'
'Yok abi, bu isimde kimse girip çıkmadı şirkete.' başını usulca sallayıp kutuyu aldığı gibi sehbanın üzerine bırakmış ardından cebindeki anahtarla bantlarını sökerek kapağını aralamıştı. Bomboş gibi görünse de dibindeki fotoğraf karesiyle daha da çatıldı adamın kaşları. Uzun parmaklarıyla Hera'nın kendinin ve iki çocuğunun olduğu fotoğrafı aldığında tek kaşını havalandırarak bir arkasına bir de kutunun içine tekrar tekrar bakmıştı ki kutunun dibindeki yazı gözüne çarptı.
