Bölüm 10 - Yurt

148K 6.2K 325
                                    


'Gerçekten güvendiğim insanlara karşı. Belki yakın değilim ama anne ve babama güvenirim. Bu yüzden de ağzıma ne gelirse söylerim.' Konuşmaları noktalandığında Aren'de arabayı açılan kapıdan geçirip kenara park etmişti. Bahçede oynayan onlarca çocuk bakışlarını gelen arabaya çevirdiğinde ise yüzlerinde iç ısıtan bir gülümseme olmuştu.

'Neden yurttayız?'

'Çünkü ben babası ve annesi olduğu halde yalnız bir çocuktum, onların ailesi olmasa da yalnız kalmamalılar.' ikisi de arabadan indiğinde Aren karşısına dizilen çocuklara hiç kimseye göstermediği gülüşünü göstermişti. Adamın buraya geldiğinde tek düşündüğü ailelerin suçunu çocukların taşımaması gerektiği oluyordu her nedense.

'Bana sadece on beş dakika verin gençler' diyerek her kafadan ayrı sessin çıkmasını engellediğinde dibine kadar gelen yedi yaşlarındaki ufak kızın dibine diz çökmüştü hemen.

'Ne oldu Hira?'

'Bir şey soruyum mu?'

'Tabi, sor bakalım' dediğinde ufaklık ellerini adamın omuzuna yerleştirip kulağına yaklaşmıştı ki Aren'de hemen kıza yaklaştı.

'Bu kız sevgilin mi?' Aren derin ama bir o kadar da şaşkın bakışlarını Hera'ya çevirdiğinde onun duymadığı soruya haliyle tepkisizce bakışını bulmuştu.

'Değil güzelim'

'Seviyor musun?' bu kez o ufaklık dümdüz bir sesle sormuştu. Aren ufaklığın koyu mavi hatta laciverte yakın gözlerine bakıp gülümsemesini büyüttü.

'Arkadaşça' diyerek göz kırptığında Hira adamın yanağına sevecen bir öpücük bırakıp grubun arasına karışmıştı bile. O umutlu gözlerle bakan sevecenin kendisine çocuksu bir aşk beslediğini biliyordu. Daha doğrusu her ufak kızın olduğu gibi Hira'nında onu ilk aşkı ve ilk kahramanı olarak görmesi Aren'in alışılmışlığıydı.

'Siz oynayın hadi' diyerek çocukların arasından sıyrıldığında Hera'nında beline elini hafifce dokundurmuş ve yurdun buz gibi mermer basamaklarından tırmanmıştı adam. Evet bu yurtta her oda sıcaktı, her metre kare temizdi ancak o ufaklıklar için buz gibiydi burası. Üzerlerine kat kat kıyafet giyselerde o çocuklar büzülüp uyudukları bu yataklarda yüreklerindeki üşüme ile uykuya dalıyorlardı.

Aren attığı her adımda odaları da kısaca göz hapsine alıp kontrolünü tamamlayarak müdürün odasına ilerlemeye devam etti. Boş koridorda iki çift ayak sesi yankılanması devam ederken Aren geldikleri oda ile duraksayarak kapıya vurmuş ardından komut bile almadan dalmıştı içeri. Zayıf, çelimsiz ama gözleri Aren'i bulunca ışıldayan babacan adamla gülümsedi adam bu kez.

'Korhan müdürüm.'

'Aren oğlum, hoşgeldin-iz' adamın son anda Hera'yı görmesi ile cümlesi devam etmişti ki Aren şüphede bile kalmadan masanın önündeki koltuğa atmıştı kendini.

'Ne var ne yok müdürüm. Üzüyor mu ufaklıklar?'

'Yok evlat, zaten şu yurtta bir tek beni üzmüyor yavrucaklar, diğer herkese düşman gibiler.'

'Yüreğini görüyorlardır müdürüm. Sağlık dosyaları hazır mı?' Aren'in sorusu ile adam ayaklanıp cam kapaklı dolapdan almıştı hemen gri klasörü. Aren kendine uzatılan dosyayı incelerken Hera'da şaşkınlıkla koltuğa oturup odaya göz atmıştı. Yurdun her odası dikkatle yapılmışken burada yoksulluk vardı. Normalde gelen bağışların ilk önce bu idari odalara yönlendiğini düşünüyordu Hera ama işin aslı öyle değildi anlaşılan bu yurtta. Oyun alanları, derslikler, yatakhane, yemekhane zenginlikle kuşatılmışken müdür odasını süsleyen en dikkat çekici şeyler ödüllerdi. Geri kalan her şey sade ve eskiydi.

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin