Bölüm 70 - Sızı

57.3K 2.5K 111
                                    


İnsanın bazen içinde koca bir sıkıntı olur, böyle boğar boğar ama kurtulmak mümkün olmaz ya öyleyim. Sanki her an bir şey olacak, parmaklarım arasından bir hayat kopacak gibime geliyor. Gerçi şaşırmamam gerek. Bir bakıma miladım bu gün benim. Bilye gözlü, sevecen, dövmelerin efendisi bir adamı kaybedeli sanırım dört yıl oluyor. Aslına bakarsanız Şafak Sökerken hikayesinde kaybedilen Yeliz için olan bir hafta gibi dilime kilit vurup sessizliğime gömülürdüm ancak farklı olsun istedim. Yazayım, onun izi kalsın, ona SARI! diye seslenişimi sırf ben hatırlamayım, çevremizdekilerin ikiz demeleri yitip gitmesin istedim. 

Saymadım, daha doğrusu saymak istemedim, şans eseri bir telefon konuşmasıyla tam gününü hatırladım. Belki vefasızlık dersiniz ama inanın bu acı çekmemem için bir önlem sadece. Ben hep hayatımızdan çekip gidenlerin bizi mutlaka izlediklerine inanan tayfadanım. Dört yıl önce bu gün boğazımda olan düğümleri yine aynı yerinde hissedebiliyorum. Yutkunmam bile zor geliyor Fakat ölümün önünde durulmuyor işte.

Neyse, diyeceğim o ki kardeş gibi gördüğünüz o dostlara, can ciğer olduğunuz insanlara verdiğiniz değeri gösterin. Gün geliyor ve siz zamanında yüzlerce kez kullandığınız hitap şekillerini kullanacağınız insanı bulamıyorsunuz. Zor, berbat, hatta acınası bir hal almış oluyor bu durumda. Hepinizi seviyorum... Cansınız siz...

Başınızı ağrıttığım için özür dilerim...

Bundan sonra belki de hiç bir şey normal olmayacakken bir tek durumu algılayabilen Arya'ymışcasına kızın bağrışları yeri göğü oynatmıştı resmen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bundan sonra belki de hiç bir şey normal olmayacakken bir tek durumu algılayabilen Arya'ymışcasına kızın bağrışları yeri göğü oynatmıştı resmen. Ama herkes suçluları bilerek masum bir kadına nasıl yaklaşacağını tasarlayamıyordu. Yanında olmak isteseler dahi vereceği her tepkide haklı olacağını biliyorlardı.

Üç gün. Aren'in kapının önünde uyuyup uyandığı üç gün. Hera ne dışarı çıkmıştı ne de evde bir hareket olmuştu. Kapıyı defalarca çalmasına hatta kırar gibi yumruklamasına rağmen bir tepki alamamıştı adam. Bazen hava kararmaya başladığında ışıklar açlıyordu, bazı gecelerse hiç bir şekilde evde yaşam belirtisi olmuyordu ama Aren adı kadar emindi Hera'nın içeride olduğundan. Arada sırada kesik kesik kapının diğer tarafından alınan nefesleri dahi hissettiği için bu denli emindi zaten.

Hera sakince pencereden adamın kapı önünde bağdaş kurmuş haline baktığında kırık bir tebessüm yerleşti yüzüne. Üç günde ne kadar çok dua etmişti ama içindeki acı yine de hafiflememişti. Yapacak bir şey kalmamıştı. Tayfun Amine -ki artık baba demekden bile çekindiği adamla sadece bir kez konuşmuştu. Onda da ellerini Rollas'ların üzerinden çek, onlarla değilim. Benden uzak durun diyerek bir kaç saniyelik telefon görüşmesiyle kapatmıştı meseleyi. Zaten sonradan her defasında çalan telefonu da sürekli meşgule almakdan sıkılıp tamemen sesini kesmişti.

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin