Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan t...
Arkadaşlar hem arkadaşımla konuşup hem bölüm yazıyordum yorumlarınıza cevap verememişim. Özür dilerim, kusura bakmayın. Buyurunuz bir dal yeni bölüm :D
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'O hemşireyi hiç sevmedim. Benim sevdiğim kadın bu.' adamın mırıltısından sonra bu kez parmakları Hera'nın yanağında gezmişti.
'Ve ben sevdiğim kadının gözünden düşen bir damla yaş için memleketi tutuştururum.'
'Her erkek bunu söyler değil mi?' Hera'nın cümlesi ile Aren kaşlarını çatmıştı.
'Sana bunu hiç bir erkek söyleyemez. Bir ben söylerim ki söylemekle de kalmam.'
'Aren'
'Söyle güzelim.'
'Sana sarılabilir miyim?' kızın sorusundan sonra Aren'in yüz hatları yumuşamış anında kızı şefkatle sarmıştı. Bir haftadır dibinde dura dura kokusunu içine çekemediği kadının derin derin kokusunu içine hapsetmişti. Ne de çok özlemişti bu kokuyu. Bir kaç günde böyle alışkanlık yapabilir miydi adama bir esans. Ama biliyordu Aren. Hera'nın kokusunu hiç bir parfüm şişesinde veya çiçekte bulamazdı.
'Çok özlemişim be seni' adamın mırıltısı ile kollarını sıkılaşırması bir olduğunda Hera yine göz yaşlarını serbest bıraktı.
'Şittt... Ağlama, sakın ağlama, Hera yapma bana bunu'
'Tamam tamam ağlamıyorum' kız çatallaşmış sesi ile konuşurken Aren'in bedeninden ayrılarak gözlerinin altını elinin tersi ile temizlemişti.
'Bak daha toparlamadın, yat hadi, dinlen biraz.'
'Bir haftadır dinleniyorum güzelim. Sıra bu şehrin tadını çıkarmaya geldi. Beni hiç bir kuvvet bu odada tutamaz.' Aren'in açıklamasına karşın Hera'nın kaşları havalanmıştı ki Aren itirazını beklemeden hızlıca ayakkabılarını ayağına geçirip kızın elini tuttuğu gibi odanın kapısını açtı. Ceren şok olmuş şekilde karşısındaki adama bakıp ağzını açmıştı ki Aren havalandırdığı eliyle durdurdu kızı.
'Senin çeneni çekmeyeceğim. Bir haftadır o odada tıkılıyım. Şimdi. Buradan çıkıp gidiyorum, eğer ki itirazın olursa Liam'ın ağzını yüzünü dümdüz ederim.'
'Aren, pansuman ve kontrollerin var'
'Hepsine geleceğim' Aren kendine göre noktayı koyup Hera'yı tekrar çekiştirmeye başladığında Ceren'in seslenmesini umursamıyordu bile.
'Ya bir dur Aren Rollas!' kızın da topuk seslerinden koştuğunu anladığında sabır çekercesine bir nefes alıp koridorun ortasında durmuştu ki Ceren dibine gelip Hera'dan destek alarak zar zor nefes aldığını gördü.
'Yürüyerek şehir mi gezeceksin ya, iki dakika beklesen öleceksin.' diyerek Ceren cebinden çıkardığı anahtarı adama uzattığında Aren'in yamuk gülüşü gün yüzüne çıkmıştı. Ceren'in şakağına dudaklarını basıp göz kırptığı gibi tekrar ilerlemeye başladı, ama bu diğerine göre daha sakindi.
