Bölüm 34 - Aren Rollas Karanlığı

117K 4.3K 100
                                    

Ay kafayı yedim ben. Yorumda öpücük emojisi atıyorsunuz ben de kendi kendime ekrana öpücük atıyorum. Bütün balataları sıyırdım yeminle. Annem görünce 'Kızım akıl sağlığından endişeleniyorum' dedi. Artık ben de endişe ediyorum ya... Neyse geldi yeni bölümümüz de :D Seviliyorsunuz canlar...

'Götürüp öttürün şu iti. İnim inim inletin!' kollarını savurup onu tutan adamlardan kurtulduğu gibi eve giriş ardından kenardaki çeketini almıştı. Bakışları Hera'nın tedirgin halini bulduğunda derince nefeslendi.

'Benim işim var, Hera sen ben gelene kadar burada kal güzelim.' tam adımını atmıştı ki kolunu tutan elle bakışları yanındaki kıza döndü.

'O, o Sencar değildi, Sencar nerde Aren? Ona bir şey olmadı değil mi?' titrek ve kısık sesi ile konuştuğunda adam kızın yüzünü okşayıp dudaklarını ıslattı bu defa.

'Bulacağım Sencar'ı güzelim, ama ben gelene kadar bu evden çıkma.'

'Bir şey olmamıştır demi'

'Olmamıştır, Sencar güçsüz bir adam değil.'

'Kendine dikkat et olur mu?' Aren başını usulca sallayarak kızın dudaklarına yumuşak dokuyu basıp sıyrılıp geçmişti yanından. Ardında onu merak ederek yıpranacak bir kadın olduğunu bile bile gitmişti hemde. Hera, ne Aren'e ne de Sencar'a bir şey olmaması için içten içe dualarını sıralamaya başladığında derin bir nefes alıp sırtını döndüğü aileye baktı. Onlar ise hiç bir şeyden habersiz hala katologlarda gömülüydü.

Geçen üç saatin ardından bütün modacılar gönderildiğinde Hera'da ön bahçeye bakan camın önüne dikilmişti. Hala sesleri çıkmamıştı. Evin çevresindeki korumalar Aren çıkarken adamın ardından gitmiş, daha sonra da onlardan daha kalabalık bir grup adam nöbet tutar gibi beklemeye başlamışlardı. Kız derin bir nefes alarak başını pencere pervazına yasladığında sırtını okşayan el ile sıçrayıp yanındaki kadına baktı.

'Dinlen biraz. Aren'in odasına çıkarsınlar seni.' Serra hanımın anaç gülümsemesi ile Hera hafifce tebessüm etti.

'Teşekkürler, iyiyim ben. Asıl sizi çok yorduk.'

'Yorulmak değil bu tatlım. Zevkle yaptım hepsini. Sen Aren'i mi bekliyorsun?' kadının sorusu ile usulca başını sallayıp bakışlarını tekrar bahçe kapısına çevirdi Hera. İçi hiç rahat değildi, kalbi ise ölesiye sıkışıyordu.

'Merak etme, yani tabi merak edeceksin de kendini strese sokma. Aynı şeyleri bende yaşadım, Haluk her stresli gecenin sonunda sapa sağlam gelirdi.'

'Ailemi kaybettim.' Hera'nın cümlesi ile Serra hanımın kaşları havalandığında kız usulca gözlerini kadına çevirmişti.

'Ailemi sormuştunuz, annem ben iki yaşında iken babamı, abimi ve beni terk etti. Bir kaç ay önce babam kalp krizi geçirdiğinde abim onu hastaneye yetiştirmek isterken hakimiyetini kaybetti. İkisini de o kazada kaybettim.'

'Hera, ne kadar özür dilesem az biliyorum ama emin ol bende sana o tavırları gösterirken aklım başımda değildi. Özür dilerim.'

'Yooo, haklıydınız. Yani, oğlunuzu koruyordunuz. Sonuçta Aren hem güçlü hem yakışıklı bir adam. Verdiğiniz tepkiler en doğal olanıydı.' Serra hanım minnetle gülümserken Hera daha da büyütmüştü gülüşünü içindeki sıkıntıya rağmen. Parmaklarını saçlarına daldırıp geriye attığında da derin bir nefes aldı. Serra hanım ise evdeki yardımcının getirdiği çay fincanlarını alıp birini Hera'ya uzatmıştı.

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin