Bölüm 46 - Romantik Bir Aren

98.5K 3.5K 49
                                    


'Bir kar tanesi gibi narindin, kırıldın bir tek sözümle

Açan en güzel çiçektin oysa gönlümde

Son deminde aklına gelir ya, kal diyebilseydim öyle

Hayat bir filmse sen en güzel sahnemsin

Ömrümün en güzel mevsimi sensin'

Sevmek basit eylemler dışı bir hayatta kalış yöntemidir. Her insan koştuğu yolun sonunda bir yere ulaşmak ister. Zayıflamak? Acısını azaltmak? Gözyaşını soğuk bir rüzgara serpmek? bunlar da bir nedendir ama koşmanın en güzeli sevdiğinedir. Karşındaki bedeni sıkıca sarıp boynundaki ten kokusundan ciğerlerine doldurmayacaksan çok da heycan vermez o koşuş. Sadece bir ten kokusu ile tüm yorgunluğunun giderilmesi, alnındaki terin ince ve nazik bir dokunuşla alınışı, daha da önemlisi bütün bunlar olunca çevrendeki herşeyi silip atmanı sağlayacak bir gülüşü görmek... İnsan sevdiği zaman yalnız kalmak bile hoşuna gider. Çünkü hayaller gerçeklikler arasındaki en güzel bekçidir.

Olayların üzerinden iki gün geçtiğinde Aren bu defa itiraz kabul etmeden Hera ile evlerine dönmüştü. Sesi şamatayı sevse de ikisinin de fazlasıyla özlem gidermesi gerektiği Hera'nın her gece sıçrayışından belli oluyordu. Kadına bundan sonra hiç bir kuvvetin birbirlerinden koparamayacağını hissettirmeliydi. Bakışları camın önünde dikilen kadını bulduğunda gülümseyerek ilerledi arkasından. Kollarını beline sardığında Hera kedi gibi sinmişti adama.

'Neye daldın öyle güzelim?'

'Hiç, bakıyordum sadece. Ne kadar garip'

'Ne ne kadar garip?' Aren kaşlarını havalandırdığında Hera gülümsemesini büyütüp adama usulca çevirdi bedenini.

'Senin bu kadar ilgili olman. Yani ben bunu zaten biliyordum ama hiç kimse farkında değil.'

'Benim için önemli olan senin bilmen zaten.'

'Nefesim, sen ben gittiğimde başkasıyla -' Aren usulca başını sağa sola salladığında Hera kaşlarını havalandırmıştı.

'Mümkün değildi zaten. Sürekli alkol alıyordum, bırak başkasını işe dahi gitmiyordum, nefesim içime yetmiyordu hatunum. Ciğerlerin sanki hiç yokmuş gibiydi. Beş dakika gözüm kapansa sen giriyordun rüyalarıma.'

'Nasıl yani?'

'Baya sen giriyordun işte. O saçma salak davrandığım gece gözlerindeki hayal kırıklığı ile bakışların beliriyordu. Bir tek saç telini bulayım diye yatağına santim santim bakmışken başka bir kadına gitmemin ihtimali bile olmaz.'

'Sende yaralısın, üzüldün biliyorum ama beni en çok üzen o iki ayda bebeğimizin büyüyüşüne şahitlik edememendi.'

'Öğrendiğinde neden gelmedin? Neden söylemedin?'

'Kurşunun kolumu sıyırdığı gün öğrendim. Sana sürpriz yapmak istemiştim. Ama hastaneye bile gelmemişsin. Aslında eğer sevmiyorum falan demeseydin odaya girdiğin ilk dakikada söyleyecektim.'

'Hastaneye geldim. Nasıl geldiğimi dahi hatırlamıyorum o anki korku ile ama geldim.'

'Gelip gittin mi yani?' Aren usulca başını salladığında Hera'nın kaşları da havalanmıştı.

'Ceren neden söylemedi o zaman geldiğini?'

'Geldiğimde öylece yatıyordun. Herşeyin benim yüzümden olduğunu bildiğim için ben söyleme dedim. Aslında onun da Sencar'ın da söylediği her kelimeyi ben söylemelerini istedim. Seni böyle koruyabileceğimi sandım.'

Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin