Bölüm 2

12.6K 405 72
                                    

Hayatımızda ummadığımız anda birileri girebiliyor ya da çıkabiliryordu. Benim hayatıma Meriç Arslanoğlu girmişti. Hiç düşünmediğim bir anda karşıma çıkmış ve hayatımı değiştirmeye yemin etmiş gibi bütün dengemi bozmuştu.

Başımda büyük bir ağrıyla gözlerimi açtığımda yatığım yerden yavaşça kalktım. Yatağın yanında duran koltukta elinde içki şişesi ile Meriç karşımda duruyordu. Giydiği siyah eşofman altı ve onun üzerine giydiği siyah tişörtü ile sert görünüşünden taviz vermeden bana baktı. Yaşadığım şey aklıma gelirken 'Sen nasıl beni zorla buraya getirirsin' diye çemkirmeye başlamıştım. Gözlerinde hiçbir duyguyu beslemezken elindeki şişeden bir yudum aldığında o inip kalkan adem elması dikkatimi çekmişti. Bir adam bu kadar kusursuz gözükebilirmiydi.

'Sonunda uyandın' gözlerinde hiçbir duygu ifade etmeden bana bakarken yutkunmadan edememiştim.

'Evime gitmek istiyorum' dişlerini sıkıp bana baktığında sakin kalmaya çalıştığını görmüştüm. Ayağa kalkıp üzerime doğru gelirken hemen yataktan çıkmıştım. Kendimi bu adamdan nasıl koruycağımı bilmiyordum. Her attığı adımda korku biraz daha bedenimi sardığında bende adımlarını geri geri atıyordum. Sırtım gri duvarla çarptığında gözlerimi kapattım. Hep ürkek olmak zorundamıydım.

'Lina' sesinde sinirden çok merhamet var gibiydi. Ya da ben korkumdan o şekilde düşünmek istiyordum. Hemen önümde duran bedeni bana biraz daha yaklaştığında yüzüme gelen saçı eliyle çektiğini hissetmiştim. Buna rağmen gözlerimi açmamakta inatçıydım. Yaşanan şeylerden kendimi gözlerimi kapatarak kaçmayı tercih ediyordum.

'Güzelim gözlerini aç' sesinde ki merhamet tonu biraz daha arttığında bunun sadece benim beynimin oyunu olduğunu düşünmeye başladım. Az önce gözlerinden bana karşı sinirli olan adamın bir anda bu kadar merhametli yaklaşmaı sadece bana beynimin oynadığı bir oyun olabilirdi.

'Lina gözlerini aç. Hadi miniğim' alnıma kondurduğu öpücükle gözlerimi açarken bana bakıp gülümsemişti. Karşımda ki bu adamın sert yüz hatlarına gülümsemek ne kadar da yakışıyordu oysa ki. Gülümserken oluşan sağ yanağında ki gamzeye dokunmamak için kendimi tuttum.

'Bundan sonra benimle bu evde yaşıycaksın.' birden yüzünde ki o gülümseme solup yerini yine sinirli bir ifadeye bıraktığında sesinde yine itaraz istemiyorum tınısı vardı.

'Şimdi sana odanı gösterelim' bileğimden tutup beni çıktığımız odanın karşısında ki odaya getirdiğinde kapısını açıp içeri girmiştik. Oda gri duvarlara sahipken mobilyalar beyaz renkteydi. Yatak örtüsü mavi renkte olup odanın görünümünde hoş bir görüntü oluşturmuştu. Yüzümde gülümsemeyle odayı incelemeyi bitirdiğimde gülümseyip Meriç'e baktım. Onun zaten bana baktığını görmem utanmama sebep olmuştu.

Bileğimden tekrar tutup beni bir odanın içinde ki diğer kapıya yönlendirdiğinde kapıyı açıp içeri girdik. Odaya hayranlıkla bakmaya başlamıştım. Odanın üç tarafıda kitaplarla doluyken. Hemen cam kenarında kitap okumak için yaptırılan yer evin deniz kenarına bakan kısmında duruyordu. Bu evde yaşadığım boyunca sanırım bu odadan çıkmıycaktım.

'Beğendin mi' hemen arkamdan gelen sesin sahibine dönüp sarıldığımda naptığımı sonradan farketmiştim. Onun kasılan bedeni ile hemen geri çekildiğimde

'Ş..şey ben özürdilerim. Çok sevindiğim için birden şey oldu' Meriç hiçbir tepki göstermeden bana baktığında tekrar

'Özür dilerim' dedim.

'Her neyse bir daha olmasın' dediğinde başımı salladım. İstem dışı içimde bir burukluk oluşurken umursamamaya çalıştım. Daha demin bana biraz da olsa sevgi gösteren adam birden kaybolmuştu.

AŞK İZİ  Where stories live. Discover now