Bölüm 22

5.5K 223 7
                                    

Sabah uyandığımda beni sıkıca saran adamın kolları arasında kımraşmaya çalıştım ama beni saran kolları daha da sıkılaştığında gözlerimi devirmeden yapamadım.

'Meriç' dediğimde bir kaç mırıltıdan sonra gözlerini açmış ve bana bakmaya başlamıştı.

'Efendim güzelim' dediğinde bir an onu uyandırdığıma pişman olmuştum ama sonra kolları arasında ölüm tehlikem olduğunu düşününce vazgeçmiştim.

'Kollarını biraz gevşetmelisin adam' dediğimde gülümseyip beni özgürlüğüme kavuşturmuştu. Kolları arasından çıkıp banyoya girdiğimde elimi ve yüzümü yıkamıştım. Aşağı indiğimde Elisa'nın mutfakta olduğunu görmem ile gülümsedim.

'Günaydın' dediğimde

'Günaydın canım' demişti. Birlikte güzel bir kahvaltı hazırladığımızda diğerlerini uyandırmak için yukarı çıktık. Ben Meriç'i uyandırmak için girdiğimde kaşlarını çatmış telefonla konuşan Meriç ile bende huzursuz olmuştum. Meriç'in bu hali korkunçtu ve bu halini bana fazla göstermiyordu. Meriç beni fark ettiğinde bakışlarını yumuşatmış ve telefonunu kapatmıştı. Kollarını açıp bana baktığında gülümseyip kollarının arasına girdim.

'Günaydın' dediğimde beni kendinden uzaklaştırıp gözlerime baktı.

'Sanırım bir öpücük verirsen günüm aydınlanacak.' Meriç'in bu halleri ne kadar tatlı olsada küçük bir oyun oynayabilirdim sanırım.

'Haa yani beni görünce günün aydınlanmadı mı' Meriç'in anında çatılan kaşları gülmeme sebep olurken yanaklarını sıktım.

'Şaka yaptım hayatım' dediğimde dudaklarımdan öptü.

'Birincisi güzelim bana her zaman hayatım demelisin. İkincisi ise bu yaptıklarını dışarda falan yapma' dediğinde gözlerimi devirdim.

'Kahvaltı hazır. Hadi aşağı inelim' elinden tutup odadan çıktığımızda abim ve Aden el ele merdivenlerden inerken Uras koşarak yanımıza gelmişti.

'Günaydın hala' dediğinde eğilip onunla aynı boya geldim.

'Günaydın bitanem' dediğimde kıkırdayıp.

'Sanırım ben halamdan günaydın öpücüğü istiyorum' deyip yanağını uzattığında bir öpücük kondurdum.

'Hmm....bir sabah günaydın öpücüğüde ben alabilirmiyim' dediğimde yanaklarımdan öpmüş ve Meriç'e dil çıkartmıştı.

'Lan sıpa' Uras 'babaa' deyip aşağı indiğinde Meriç'e baktım. Onların bu hallerine gülerken Uras'ın abime Meriç'i şikayet etmesi ile kahkahalarım bütün evde yayılmıştı.

İçlerinde bulunan çocuk ruhları bazen onları ele alıyorlardı ve bu onları tatlı gösteriyordu.

'Çok eğlendiniz mi bari Lina Hanım' başımı sallayıp onu onayladığımda yanaklarını da sıkmıştım.

'Linaa' sesinde ki kızgınlıkla kahkaha atıp koşarak aşağı indiğimde bende Uras gibi abimin arkasına saklanmıştım. Meriç abimin karşısına geçtiğinde

'Sen bu işe karışma dostum. Benim arkanda ki şu iki yaramazla işim var' dediğinde abim gülümsedi.

'Ne yaptınız' dediğinde abim bize dönmüştü.

'Ben dil çıkardım baba' diyen Uras'a katılıp

'Bende yanaklarını sıktım abi' dediğimde abim bizi korumaktan vazgeçmiş ve Meriç'in önünden çekilmişti.

'Heyy bu tartışmaya sonra devam edin şimdi kahvaltı zamanı' Aden'in sesi ile Meriç'e haince gülümseyip yanından geçtiğimde çocuksu kıkırtılarımız evi dolduruyordu.
Yıllar sonra bir ailem vardı ve mutluydum.

AŞK İZİ  Where stories live. Discover now